15.08.2022

SANA MUHTACIM ~ JULIA QUINN

"Onun hayatı dikkatlice işlenmiş bir yok oluştan ibaretti."

   Kitap Fiyatı: ₺ 11 [ 12/09/2019 ]  - NadirKitap   

 Bridgertonların en görmezden gelinen, (yazar tarafından) varlığı yok sayılan üyesi Francesca Bridgerton ile karşınızdayım! Francesca'nın varlığı öyle yok sayılıyor ki kitabın başında evli olduğunu öğrendiğimde şok oldum. Yani kardeşlerini anlatırken cümle arasında Francesca'nın düğünü, eşi bir şeyinden de mi bahsedemezdiniz sevgili Quinn? 

"Bir bıçak içini oyuyor gibiydi."

 1820 yılının mart ayında başlıyor kitap. Francesca, Kilmartin Kontu John ile evlenmesine 36 saat kala John'un kardeşten öte gördüğü kuzeni Michael ile tanışıyor ve Michael görür görmez kızımıza aşık oluyor. Sonrasında John ani bir şekilde ölüyor, bu sırada hamile olan Francesca düşük yapıyor ve en yakın arkadaşı olarak gördüğü Michael'dan destek almak istiyor. Ancak Michael zaten aristokratik olarak John'un yerini çaldığını hissederken bir de Francesca'yı ondan çalamayacağını düşünerek Hindistan'daki işlerinin başına (İngiliz sömürgesi yani Kilmartinler aktif bir sömürgeci) geçmek için gidiyor. Bu arada Bridgertonların Francesca'ya destek olduğu belirtilip geçiştirilmiş.

"Neşeli hovarda olmasaydı, bir başkasının karısına aşık acınası bir budala olmak dışında bir alternatifi yoktu."

 1824 yılında Francesca anne olmak istediği için yeniden evlenmeye karar veriyor ve dolayısıyla koca bulma oyununa geri dönüyor. Bu sırada (tesadüf de budur ya!) Michael da Hindistan'dan dönüyor ve Kilmartinlerin Mayfair'deki evine aynı gün varıyorlar. (Kader ve ağları sanırım...) Neyse kitabın bu kısımları eğlenceliydi. Michael artık sıradan bir Stirling değil de kont olduğu için evlenmesi için baskılar artıyor ve Francesca ona çöpçatanlık yapmayı teklif ediyor. (Michael bu arada Violet'e (evet, anne Bridgerton'a) şakasına da olsa kur yapıyor ki bence bu yazarın hayal ettiği gibi komik değil, çirkindi.) Michael konumu, yakışıklılığı ve kibar tavırlarıyla sezonun gözde erkeği olurken Francesca da güzelliği ve hem abisi hem de Michael'ın çeyizine katkısı nedeniyle sezonun gözde kızı oluyor. Yani bütün sosyete bu ikisinin peşinde koşuyor... Michael, Francesca'ya olan aşkından ölse bitse de John'a saygısından kıza yaklaşmıyor, tabi kitabın doğası itibariyle bir yere kadar...

"Onun aşkı olmadan yaşayabilirdi ama o mutsuzken asla."

 Kitap boyunca ara ara "ama John..." diyerek karakterler kendilerini geri çekiyordu. Sonra bir anda Michael'a bir aydınlanma geliyor (bunu yazar mistik bir şekilde yansıtmaya çalışıyor ki beni tatmin etmedi, saçma buldum) ve John'un Francesca'nın da kendisinin de mutlu olmasını isteyeceğini hatta ve hatta John'un bizzat kendisinin Michael'ı Francesca'nın kocası olarak seçeceğine karar veriyor. Şimdi burada şöyle bir sorun var: John ve Michael kardeş gibi büyümüş. Kimse kusura bakmasın da hiçkimse kendileri öldükten sonra kardeşlerinin geride kalan eşleriyle evlenmesini istemez. Bu yüzden de yazarın John ve Michael'ı bu kadar yakın bir ilişki içine sokması beni çok rahatsız etti. Bence Michael, John'un arada bir gördüğü kuzeni olsaydı daha iyi bir hikaye örgüsü ortaya çıkabilirdi. Yani en azından ölü bir adamın hisleri hakkında kimse kendini karar almak zorunda hissedip saçmalamazdı. Bir diğer sorun da şu: Michael'ın, Francesca'nın John'un eski karısı olmasını sindirmesi uzun zaman alıyor (senelerden bahsediyorum) ama Francesca'nın ilişkilerini içine sindirmesi için zaman istemesine sinirleniyor. Bence burada kıza baya bir haksızlık yapıyor.

"Teşekkür ederim Michael, Francesca'yı ilk olarak oğlumun sevmesine izin verdiğin için."

 Az önce kitaptaki en rahatsız edici cümleyi okumuş bulunmaktasınız. Bu cümleyi zavallı John'un annesi kuruyor. Yani kitapta bildiğiniz Michael ile Francesca'nın aşkını yüceltmek için John harcanmış. İzin vermek derken? Kıza bir kukla muamelesi yapılması sinir bozucuydu. Ayrıca gerçek yazık yani John'a. John, Michael ile kıyaslandığında sevilmeyecek/seçilmeyecek bir insan mıydı? Ya da sevilmeyi Michael'dan daha mı az hak ediyordu.

Bu arada... Penelope ve Eloise bu kitapta henüz evlenmemiş. Francesca kitabın en sonunda ikisinin de evlendiğine dair bir mektup alıyor. Hani Bridgertonlar birbirine çok bağlı bir aileydi? Sanırım bu bağlılıkları Francesca'yı kapsamıyor... Yazar sanırım bunu Francesca'nın bağımsızlık arzusuyla falan açıklamaya çalışmış ama yemezler. Bağımsız olmak ile aileden kopuk olmak aynı şey değil. Serinin kalan kitaplarında Francesca'dan bahsedilip edilmeyeceğine özellikle dikkat edeceğim. Kısacası sanırım serinin en sevmediğim kitabı bu oldu.

Bridgerton Serisi
1) Yüreğe Söz Geçmiyor (Yorum yazısı için tıklayınız.)
2) En Çok Beni Sev (Yorum yazısı için tıklayınız.)
3) Son Söz Aşkın (Yorum yazısı için tıklayınız.)
4) Rüyalar Gerçek Olsa (Yorum yazısı için tıklayınız.)
5) Sonsuz Sevgilerimle (Yorum yazısı için tıklayınız.)
6) Sana Muhtacım (Yorum yazısı için tıklayınız.)
7) Öpüşünde Saklı (Yorum yazısı için tıklayınız.)
8) Biz Evleniyoruz (Yorum yazısı için tıklayınız.)
9) The Bridgertons: Happily After All
10) The Further Observations of Lady Whistledown
11) Lady Whistledown Strikes Back


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder