14.05.2023

ÖPÜŞÜNDE SAKLI ~ JULIA QUINN

  "Smythe-Smith kızları enstrümanlarını ellerine alıp çalmaya başladıkları an Gareth St. Clair'in hafifçe inleyerek, "Tanrı yardımcımız olsun," diye fısıldadığını duymuştu."

 Bridgertonların en küçüğü ve son bekar kızı, 1800'lerin ise en özgüvenli leydisi Hyacinth Bridgerton aşık oluyor! Öpüşünde Saklı Gareth ile Hyacinth'in eğlence ve macera dolu aşk hikayesini anlatıyor. Hyacinth benim en merak ettiğim karakterlerden birisiydi ve beni kesinlikle hayal kırıklığına uğratmadı. Seveninin olduğu kadar sevmeyeninin de olduğu bu kitabı ben sevmeyi seçiyorum. Bilmiyorum Francesca'nın hikayesinden hemen sonra okuduğum için bu kadar bayılarak okumuşumdur belki. Çünkü mıymıy Francesca'dan sonra haşarı Hyacinth bana çok iyi geldi. 😅😅

" "Biliyor musun, sana güvendiğimi hiç sanmıyorum."
 Gareth, "Güvenmemelisin de zaten," diyerek ona katıldığını belirtti."

 Kitap açılışı 1815 yılında yapıyor. Gareth o zamanlar 18 yaşında Eton'da okuyan, ailenin ikinci oğlu olması nedeniyle bir ünvanı olmayan genç bir çocuk. Babası ile ilişkisini sosyal kabulün uygun gördüğü düzeyde tutmaya özen gösteriyor. Baron olan babası abisini ne kadar seviyorsa Gareth'ın varlığına da o kadar katlanamıyor. Çünkü Gareth onun öz oğlu değil. Ancak abisi ölünce baronun varisi Gareth oluyor ve baron bundan da nefret ediyor. 

 "Bu hayattaki amacım olabildiğince çok kişi için tehdit unsuru oluşturmak, bu yüzden sözlerinizi bir iltifat olarak alıyorum Bayan Bridgerton," dedi Leydi D."

 Bir bölüm sonra 1825 yılında atlıyor ve bu bölümde öğreniyoruz ki Gareth çok sevgili Leydi Danbury'nin torunu; hem de en sevdiği torunu. Leydi Danbury, Hyacinth ile torunun arasını yapmak için göze parmak soka soka uğraşıyor. Zaten Bridgertonlar da 22 yaşındaki Hyacinth'in evlenmesini Hyacinth'tan çok istiyor. Neyse Gareth ve Hyacinth'in ilk etkileşimi Smythe-Smith müzikalinde oluyor. Hyacinth, Gareth'ın kötü şöhreti (kadınlarla olan ilişkilerinden bahsediyor, zampara yani) nedeniyle ondan uzak duruyor. Ama bir Julia Quinn geleneği der ki Bridgerton kızları kötü şöhretli erkekleri yola getirecek kadar kendine aşık eder, aksi makbul değildir; bkz. Eloise. Sanırım Eloise 28 yaşında olduğu için kötü şöhretli, yakışıklılarımızın peşinden koşması yazara mantıksız geldi. Neyse...

" "Hayatımı feda edebileceğim bir kişiye daha sahip olabilmek için dünyaları verirdim," dedi genç adam."

 Gareth'ın eline büyükannesinin İtalyanca günlüğünün geçmesiyle Hyacinth ile zaman geçirmeye başlıyor çünkü Hyacinth İtalyanca biliyor ve Gareth için günlüğü çeviriyor. Bu günlükte Gareth'ın babaannesi sakladığı mücevherlerden bahsedince sevimli ikilimiz mücevherleri aramaya koyuluyor. Böylece sevimli kızımız ile haşin erkeğimizin ilişkisi de ilerliyor. Bu sırada Gareth'ın yalnızlığının içinde boğulmasını Hyacinth'in de kendini keşfetmesini izliyoruz.

"Hayatının büyük bölümünü sorumsuz ve umursamaz davranışlar sergileyerek geçiren kahramanımız, iki kişilik bir takımın daha mantıklı hareket eden tarafı olmanın yarattığı tuhaf duyguyu keşfetmektedir..."

 Gareth bir erkek olarak toplumsal rolüne ne kadar uyuyorsa Hyacinth bir leydi olarak o kadar rolüne uymayı reddediyor. O, özgürlüğüne düşkün, lafını sakınmayan ve erkeklerin korkulu rüyası olmuş bir karakter. Gareth'in ünü çapkınlığı, yakışıklılığı, kadınlarla yakın ilişkileri iken toplum onu garipsemiyor. Hyacinth aykırı bir karakter olarak lanse ediliyor. O, aslında farklı bir karakter değil biz 21. yüzyılda yaşayanlar için. Ancak bu kitaptaki olaylar 19. yüzyılda aristokratisi içinde geçiyor ve o dönemde bir kadının aklına estiği gibi konuşması, erkeklerden çekinmemesi olağandışı. Hyacinth'i kitaptaki karakterler için zorlu ve farklı kılan bu özellikler aslında modern kadının özellikleri. Yani siz okurken bu kız normal, öyle zeki falan değil diye düşünebilirsiniz ama bu kız o dönemin normaline uymuyor; bizim normalimize uyuyor. Bu yüzden Gareth bu ilişkinin mantıklı olanı oluyor.

"Hyacinth, "Beni seviyor musun?" diye fısıldadı.
"Ölümüme sebep olacağından eminim ama evet." "

 Gareth ile Hyacinth'in birbirine aşık olmasını keyifle okudum. Eğlenceli, munzur ve komiklerdi. Leydi Danbury ile Hyacinth sahnelerini okumak da iyiydi; hatta Leydi Danbury, Hyacinth'a birlikte kitap yazmayı teklif ettiğinde çok heyecanlanmıştım ama yazar bunu sadece teklifte bırakmış. Ben ikisinin birlikte yazdığı kitaptan parçalar da okumak isterdim. Onun dışında güzel bir Bridgerton kitabıydı. 

Son olarak; kitap boyunca yine Francesca'dan bahsedilmiyor; diğer bütün kardeşlerin bir şekilde bahsi geçiyor, sahneleri falan var ama Francesca kitabın hiçbir yerinde yok. Ayıp yani. 

 Bridgerton Serisi
1) Yüreğe Söz Geçmiyor (Yorum yazısı için tıklayınız.)
2) En Çok Beni Sev (Yorum yazısı için tıklayınız.)
3) Son Söz Aşkın (Yorum yazısı için tıklayınız.)
4) Rüyalar Gerçek Olsa (Yorum yazısı için tıklayınız.)
5) Sonsuz Sevgilerimle (Yorum yazısı için tıklayınız.)
6) Sana Muhtacım (Yorum yazısı için tıklayınız.)
7) Öpüşünde Saklı (Yorum yazısı için tıklayınız.)
8) Biz Evleniyoruz (Yorum yazısı için tıklayınız.)
9) The Bridgertons: Happily After All
10) The Further Observations of Lady Whistledown
11) Lady Whistledown Strikes Back


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder