22.12.2018

ŞAHANE BİR KADININ GİZLİ GÜNLÜĞÜ ~ JULIA QUINN

   Kitap Fiyatı: ₺ 4 [ 02/07/2018 ]  - NadirKitap 

 Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü, Bevelstoke serisinin de ilk kitabı. Ancak baştan belirteyim serinin geri kalan kitapları dilimize çevirilmemiş. Yani yine hevesimiz kursağımızda kalacak, çünkü çok eğlenceli bir kitaptı. 😞
 Asil kızımız, leydimiz ve başrolümüz Miranda Cheever, çirkin bir çocukluk geçirip üstüne üstlük büyüdüğünde de sıradan bir kadına dönüşüyor. O kahverengi gözler ve saçlar! İşte bana bunlarla gelin, normallikle!Ayrıca kızımızı kitapta sıklıkla çirkin olduğu söyleniyor. Çok sayıda tarihi aşk romanı okudum ve ilk defa bir adam, güçlü ve yakışıklı bir adam, çirkin bir kıza aşık oluyor. Açıkçası beni kitaba çeken ilk şey buydu: Kızın çirkin olması! Önceki yazılarımı okuduysanız biblo bebek başrollerden ne kadar sıkıldığımı anlayabilirsiniz. Her neyse, kısacası kızımız çirkin. 😁
 Ancak ve lakin çok zeki. Girdiği her ortamı bilinçsizce gözlemliyor ve çok iyi çıkarımlarda bulunuyor.
 Bu arada kitapta bir dünyalar güzeli hiç yok değil. Olmaz mı? Saçmalamayın lütfen. Miranda'nın en yakın arkadaşı Olivia Bevelstoke dünyalar güzeli. Ah, ayrıca zeki olduğunu da eklemeliyim. Sadece Miranda kadar değil, ya da zekasını Miranda gibi insanlar hakkında düşünmek için kullanmıyor. Onun düşünce tarzı Miranda'dan biraz daha farklı diyelim. Patavatsız ama eğlenceli bir patavatsız bence.
 Olivia ve Miranda çocukluklarından beri en yakın arkadaşlar. Miranda tek çocuk olmasına karşın Olivia'nın bir erkek ikizi (Winston) ve abisi Vikont Turner var. Olivia ve Winston'ın 10. yaş partisinden dönerken Miranda'yı eve Turner bırakıyor. Miranda o gün kendisinden 9 yaş büyük olan Turner'a aşık oluyor.
 Ancak Turner bunu fark etmiyor bile, hoşlandığını fark etse de umursamıyor ve başka bir kadına aşık olup onunla evleniyor. Leticia, dünyanın en kötü kadını çıkıyor, tabiki Turner aşka lanet ediyor ve kadın genç yaşında öldüğünde Turner, Tanrı'ya şükrediyor.
 Turner karısının yasını tutarmış gibi yapıp hayata lanet ederken kızlarından ayrı tutmadıkları Miranda'yı gerçekten ailenin bir üyesi yapmak isteyen Bevelstokelar, Miranda ve Winston'ın arasını yapmaya çalışıyor.
 Ve Miranda ile Olivia'nın sosyeteye takdim balosuna katılma zamanı geldiğinde işler karışıyor.
 Kitap çok akıcıydı, eğlenceliydi. Sürekli gülecek bir şeyler olduğunu söylemeliyim. Karakterleri sevdim, keşke biraz daha uzun olsaydı dedim. Sonlara geldiğimde bazı şeylerin yüzeysel kaldığını düşündüm çünkü. Muhtemelen yazar, çok uzatıp okuyucuyu sıkmak istemedi ve bazı şeyleri direk yazdı. Yani aşama aşama sindirmesine fırsat vermeden hızlı geçti. Ancak yine de okuduğum iyi tarihi aşk romanlarından biriydi. Kesinlikle tavsiye ederim. 😍

 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

10.11.2018

10 KASIM YAS GÜNÜ ~ (Yapı Kredi Bankası Tarihi Arşivi, Selahattin Giz Koleksiyonu'ndan Fotoğraflarla)

 " Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 09:05'te Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Onun ölümü Türkiye'yi yasa boğduğu gibi bütün dünyada da geniş bir yankı uyandırdı. Dünya büyük liderlerinden birini kaybetmişti. "

  Kitap Fiyatı: ₺  14,75 [ 01/09/2018 ]  - Kitapyurdu  

Her 10 Kasım hüzünlüdür. 10 Kasım'da doğan kimi insanlar doğum günlerini o gün kutlamaz bile; Kemal Sunal gibi... Nasıl kutlasın ki? Herkesin umudunu kestiği bir millete yeniden vatanlarını, özgürlüklerini vermiş bir önderin öldüğü gün 10 Kasım. Aradan 80 yıl geçse dahi bitmeyen bir özlemle anılan liderin ölüm yıldönümü bugün.
 Başımız biraz sıkıştı mı keşke Atatürk yaşasaydı deriz. Mustafa Kemal Atatürk, 57 yaşında erkenden bizlere veda etmiş ama düşünceleriyle bize hala yol gösteren bir liderdir.

 10 Kasım 1938 Perşembe gününü takiben Atatürk'ün naaşının Etnografya Müzesi'ne yerleştirilmesine kadar geçen süreç fotoğraflarla anlatılmış bu kitapta. 10 Kasım bende her zaman merak uyadırır. Çünkü insanlar o güne kadar kendilerine yol gösteren insanı kaybetmiştir ve artık başımız sıkıştığında sığınabileceğimiz bir Atatürk yoktur. İnsan nasıl kahrolmaz?
 Aradan 80 yıl geçti, ben hiç Atatürk'ü görmedim. Ama bizim için geleceğimiz için yaptıklarını gördüm. Bana yaşamam ve korumam için emanet ettiği bu ülkeyi, en bilindik tabirle, en büyük eserini gördüm. Bana muhtaç olduğum kudretin damarlarımda akan asil kanda mevcut olduğunu öğreten insan O.
 Başöğretmenimiz, başkumandanımız ve ilk cumhur başkanımız; kısaca Türkiye Cumhuriyeti'nin yolunu aydınlatan meşale o.
 Belki de en çok Türkiye Cumhuriyeti'nin meşalesi olmak yordu O'nu. Günden güne Türkiye Cumhuriyeti güçlenirken Atatürk eriyordu. Hasta haliyele hala memleket meselelerinin peşinde koşuyordu.
 YKY'nin çıkardığı bu kitabın çoğunluğu resimlerden oluşuyor. Yorumsuz bir anlatısı var. Fotoğraflar, gazetelere atılan manşetler insanın içini sızlatıyor. Selahattin Giz koleksiyonundan fotoğraflar paylaşılırken o dönemde yerel medyada yazan haberlerde gösteriliyor. Yeterli olmasa bile halkın Atatürk sevgisini anlamaya elverişli bir eser olmuş.
 

Hasret ve minnetle...
1881 - 193∞ 



 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere. ❤ 


Devamını Oku »

27.10.2018

YAN BENİMLE ~ JULİANNE MACLEAN

    Kitap Fiyatı: ₺  16,63 [ 03/12/2017 ]  - Kitapyurdu     

 Lachlan MacDonald ve Catherine Montgomery arasında filizlenen aşkı anlatan kitabımız bir tarihi aşk romanı. Zaten kitap bir devam kitabı. Hatta Highlander Serisinin dilimize çevirilen son romanı.


 1700'lü yılların başlarında yaşayan karakterlerimizin ikisi de daha önce hayatın sillesini yemiş insanlar. Lachlan MacDonald yıllar önce karısı Glenna'yı doğumda kaybetmiş ve sevdiği karısının arkasından çok acı çekmiş bir karakter. Catherine ise ne yaşadığını bile bilmiyor, hatta Catherine olup olmadığından bile emin değil. Büyükannesi olduğunu iddia eden kadını onu hafızasını kaybetmiş bir şekilde İtalya'da buluyor ve evlerine getiriyor.

 Lachlan MacDonald, bir önceki kitabın ana karakteri olan Angus'un eski sevgilisi, büyücü Raonaid tarafından lanetleniyor. Lanetin nedeni de Angus'u ilk başta gidip onun yanından alanın Lachlan olması. Zaten bir önceki kitabı okuyanlar Raonaid'i hatırlayacaktır. Lachlan da bu laneti bozması için büyücüyü aramaya başlıyor.

 Ve bir gün onu buluyor. Ama bir sorun var: Raonaid, Catherine Montgomery olduğunu iddia ediyor. Böylece olaylar silsilesi başlıyor. Kayıp varis Catherine rolü yaptığını düşünen Lachlan, 25 yaşındaki kadınla kim olduğunu öğrenmek için Angus'a gitmeyi kabul ediyor. Çünkü Catherine kimsenin ilk sevgilisini unutamayacağını düşünüyor. Burası biraz saçmaydı. Yani anneni, babanı, kendini unutmuşsun ama ilk sevgilini mi unutamayacaksın?

  Neyse zaten Drumloch Malikanesi'nde kendini dolandırıcı gibi hisseden Catherine, Lachlan ile çıktığı bu yolculukta ona aşık oluyor. Ancak Lachlan onun büyücü olduğunu düşündüğü için kadına çok da iyi davranmıyor. Sonra Catherine'in büyücü gibi kötü biri olmadığını fark ediyor ve kadına yavaş yavaş ama çok aşık oluyor. Ancak bu sefer de başka bir sorun çıkıyor: Lachlan, Glenna'yla yaşadığı acıyı bir daha yaşamamak adına kendini koruma altına almaya çalışıyor.

 Önceki kitabın aksine ana karakterleri yani Lachlan'ı sevdim. Yani acılarını çekmiş ve bu acılardan kendini korumaya çalışan birisi. Catherine ise hayatın ne zaman ne getireceğini bilemeyeceğimizin farkında olan ve aşkını yaşamak isteyen bir karakter. Kitap akıcı sayılabilir. Kötü bir kitap değil ama mükemmel de değil. Tarihi aşk romanlarını sevenlerin okumak isteyeceği bir kitap. Seri şöyle:
 
1)The Rebel
2)Ben Sana Tutsak (Yorum için tıklayınız.)
3)Yeminimi Bozana Kadar (Yorum için tıklayınız.)
4)Yan Benimle
5)Return Of The Highlander
6)Taken By The Highlander

 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 
Devamını Oku »

15.09.2018

BEN SANA TUTSAK ~ JULIANNE MACLEAN

   Kitap Fiyatı: ₺  13,97 [ 06/02/2018 ]  - Kitapyurdu    

Ben Sana Tutsak, orijinalinde serinin ikinci kitabı olmasına rağmen bizim dilimize çevirildiği kadarıyla ilk kitap. Epsilon yayınevinin canını istediğini çevirmesiyle ilgili bir durum bu. Yani o gün canları seriyi ikinci kitaptan başlatmak istemiş herhalde. 😓 Her neyse şu karmaşayı çözmek için listeyi aşağıya bırakıyorum:
1)The Rebel
2)Ben Sana Tutsak
3)Yeminimi Bozana Kadar (Yorum için tıklayınız.)
4)Yan Benimle (Yorum için tıklayınız.)
5)Return Of The Highlander
6)Taken By The Highlander

 Ben bu seriden ilk önce Yeminimi Bozana Kadar kitabını okudum, çünkü aldığımda seri olduğunu bilmiyordum.😓 Kitabı okuyunca seri olma ihtimalini araştırdım ve doğru çıktı.🙄 Her neyse...
 Bugün serinin ilk kitabıyla karşınızdayım! İskoç Kasabı Duncan MacLean ve Leydi Amelia Templeton arasında gelişen çekişmeli bir aşk hikayesini anlatıyor kitabımız. (Açık konuşmak gerekirse kızın Stockholm sendromuna yakalanmış olma ihtimali de var benim gözümde.😜)
 Leydi Amelia Templeton ‘daha güvenli’ olduğu gerekçesiyle nişanlısının odasından uyurken nişanlısını öldürmeye gelen İskoç kasabı tarafından kaçırılır. Bir gece ansızın gelen İskoç kasabının tek bir hedefi vardır: İntikam!
 Duncan’ın sevdiği kadını acımasız bir şekilde öldüren Yarbay Bennet, aslında Amelia’nın bildiği gibi bir adam değildir. Amelia yeni kaybettiği babasının ardından sığınacak bir liman ararken Bennet’a tutunmuştur ama gerçekleri öğrendiğinde ne kadar saf bir kız olduğunu anlayacaktır.
 İskoç kasabının adı bile İngiliz askerlerinin dizlerini titretmeye yeterken Amelia onun karşısında dimdik durmaktadır. Aslında zeki demek istiyorum kız için ama biraz da saf, yani adlandıramıyorum. Doğrusu kız kitap ilerledikçe gözünü açıyor. Hatalarından ders çıkarabilen bir kız ve kıza kesinlikle aptal diyemem. Ancak adamımız için çok farklı şeyler söyleyeceğim.
 Öncelikle ben Angus’un anlatıldığı kitabı okuyup onu pek sevmemiştim ama şimdi Duncan’ın yer yer Angus’a haksızlık ettiğini düşündüm. Şöyle ki Duncan’ın sevdiği ve öldürülen kız aynı zamanda Angus’un kız kardeşi. Duncan ona bir intikam sözü vermiş ve Duncan bu sözü çiğniyor, hemde yeniden aşık olduğu bir başka kız uğruna. İşte burası benim için biraz hayal kırıklığıydı. Kitapta o kadar mert anlatılan bir karakterin aşık olduğu kız için sözünden cayması hoş değildi. Tabi olay böyle kalmıyor, bir şeyler oluyor ama onlar önemli değil.
 Leydi Amelia, durumunun İskoç kasabının insafına kalmasından oldukça rahatsız. Tek umudunun babasının eski bir dostu olan İskoçya’nın önemli isimlerinden biri olduğunu düşünüyor. Ancak bu ismin ona büyük bir sürprizi var!
 Kitabın genel yorumuna gelecek olursak güzel bir kitaptı. Belirttiğim hususlar dışında beni rahatsız eden bir şey yoktu. Tabi bu kitapların genel şartı kızımızın da oğlumuzun da harikulade güzellikte olmaları.😓 Sanki güzel olmayınca aşk olmuyormuş gibi... Onun dışında kitapta ufak sürprizler de vardı ama bu sürprizler biraz da tahmin edilebilirdi. Ortalamanın üstünde bir kitap olduğunu söylemem mümkün.

 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

1.09.2018

YABAN ~ YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

 " Yazıklar olsun, seni sevmesini bilmeyenlere; ey gamlı ülke! "

 Yakup Kadri 1942 yılında Yaban'ın benliğinin çok derinlerinden kopan bir eser olduğunu söylüyor. Ve bu samimiyeti kitabında okuyucuya da hisettirmeyi başarıyor. Ancak o dönemlerde kitap bazı suçlamalara maruz kalıyor. Bunlardan biri de köylüyü küçümsemeye çalıştığına dair bir suçlama. Oysa kitabı okudukça Yakup Kadri'nin köylüyü değil, Osmanlı aydınını suçladığını göreceksiniz.
 Kitabın adına gelince; Anadolu köylüsü, köyünden olmayan herkese yaban diyor, kitabımızın baş karakteri olan Ahmet de İstanbullu bir asker olarak Yaban oluyor.

 " Ben, Celal Paşa'nın oğlu Ahmet, İstanbul'un en muhteşem konaklarının birinde doğup ve parıltılı hülya iklimlerine doğru kanat açıp uçtuktan sonra, kanatlarımın biri kırılmış olarak buraya düştüm. " 

Ahmet, 32 yaşında emekli bir askerdir. Emekli olmasının nedeni bir kolunu savaşta kaybetmesidir. Ancak askerliğe karşı hala büyük bir tutkusu vardır. Savaştan bıkmış halkın aksine Ahmet, direnmekten bıkmamıştır. Doğup büyüdüğü İstanbul işgal altında olduğu için kolunu kaybettikten sonra İstanbul'a dönmez ve erlerinden biri olan Mehmet Ali'nin köyüne gider.
 Mehmet Ali ve köy halkı dönemin ruhunu tam anlamıyla yansıtmaktadır. Savaştan bıkmış ve teslim olmaya, düşmanın yalanlarına inanmaya hazır bir halk vardır karşımızda. Onları yeni bir savaşa ikna etmek ilkokul tarih derslerinde anlatıldığı kadar kolay olmayacaktır. Yıllarca kardeşini, çocuğunu, babasını savaşlarda kaybeden halk artık yorulmuştur.

 " Lakin, bu köyde de hiçkimse kolsuz olduğumun farkında değil... Oysa, burada isterdim ki, farkında olsunlar. Zira sağ kolumu, ben, onlar için kaybettim. " 

Kaybettiği sağ kolunu son süsüm, olarak tanımlıyor Ahmet. Ancak köyde herkes hasta ve sakat olduğu için kolunun yokluğunu kimse umursamıyor. Onlara göre Ahmet savaş gazilerinden sadece birisi.
 Üstüne üstlük Ahmet köylüler tarafından dışlanıyor da. Çünkü Ahmet bakımlı bir erkek. Bu da köylülerin tuhafına gidiyor. Bir de iyi bir okuyucu. Kitapları seven bir Osmanlı askeri, yani aslında Osmanlı'nın aydın kesiminden. Bir Osmanlı köyünde gurbeti yaşayan Osmanlı aydını Ahmet.

" Okumuş bir İstanbul çocuğu ile bir Anadolu köylüsü arasında fark Londralı İngiliz'le bir Pencaplı Hintli arasındaki farktan daha büyüktür. "

Yakup Kadri'nin kitabında belki de en çok yakındığı şey; tüm dünyanın savaş açmasının bile Osmanlı köylüsü ile aydınını birleştirememesidir. Anadolu halkının ruhuna nüfuz edemediği için Türk aydınını suçluyor ve ona şöyle sesleniyor:
  " Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu  vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi, elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki, ne biçeceksin? Bu ısırganları, kuru dikenleri mi? Tabi ayaklarına batacak. İşte, her yanın yarılmış bir halde kanıyor ve sen, acıdan yüzünü buruşturuyorsun. Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun. Sana ıstırap veren bu şey senin kendi eserindir, senin kendi eserindir. "

 İşte tam olarak anlatılan bu halk, düşmanın savaş uçaklarıyla bıraktığı barış bildirilerine inanıyor. İşte bu halk, Mustafa Kemal'e inanmakta zorlanıyor ve onun açtığı yolu bir çıkmaz olarak görüyor. Osmanlı neden çöktü, sorusunun cevabını kısa bir özet olarak ortaya koyuyor kitap.

 Cumhuriyet'i kurarken karşılaşılan zorluklar çok gerçekçi bir dille anlatılmış. Bu kitabı 30 Ağustos Zafer Bayramı'na yakın bir tarihte ele almamın en büyük nedeni de bu. Zafer öyle kolay kazanılmadı. Okullarda öğretildiği gibi bütün halk desteklemiyordu Mustafa Kemal Atatürk'ü. Ama o halka rağmen halk için bir devlet kurdu. İşte Mustafa Kemal Atatürk böyle büyük bir insandı.

 " Türkiye'nin karanlık semasında Mustafa Kemal adı bir şafa yıldızı gibi parlıyor. "


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 
Devamını Oku »