"Dünya tarihi, deniz güçlerinin kara güçleriyle ve kara güçlerinin deniz güçleriyle mücadelesinin tarihidir."
"Endüstri devrimi, deniz unsurundan doğan deniz çocuklarını makine üreticilerine ve makine kullanıcılarına dönüştürdü."
Schmitt'in daha da kısa halini İkinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı bir tarih - tarih felsefesi kitabı Kara ve Deniz. Çevirisini yapan Gültekin Yıldız'ın önsözünde belirttiği gibi Carl Schmitt Kara ve Deniz ile Katolik ile Protestan'ı, İngiliz ile Alman'ı, bencil kapitalist tüccar ile kahraman kara askerini karşı karşıya koyar.
"İnsan bir kara varlığıdır; karaya ayak basan bir varlıktır. Sabit kılınmış yer üzerinde durur, yol alır ve hareket eder. Bu onun durduğu yer ve zeminidir; bakış açısını bu vasıtayla elde eder; intibalarını ve alemi seyretme tarzını bu belirler."
Sözleriyle başlıyor kitap. İnsan dünyayı kendi gözleri merkezinde görür. Jacques Ellul, Sözün Düşüşü adlı kitabında bu durumu çok güzel bir şekilde açıklıyor. İnsan dünyayı kendi gözleri merkezli gördüğü için bazı bakış açılarına kördür. Schmitt de (benim anladığım kadarıyla) insan bir kara varlığı olduğu için bir deniz varlığı gözüyle bakamaz dünyaya diyor. İnsanın varlığının karaya bağlı olması onun bakış açısını da etkilediğini ifade etmek istiyor.
"Dünya tarihi toprak alımlarının tarihidir ve toprağı alanlar her defasında sadece anlaşma yapmadı; bilakis sık sık kavga, hatta sıkça da kanlı kardeş kavgaları ettiler."
Kara ve Deniz kitabını, Sırp asıllı Duschka Todoroviç ile 1926 yılında yaptığı ikinci evliliğinden doğan kızı Anima'ya anlattığı tarih/tarih felsefesi dersleri olarak kurgulamış. Ancak kitabın siyasi bir hesaplaşma kastı da taşıdığı açık. Kendi düşüncelerini desteklemek için tarihten faydalanarak açıklamalar yapıyor. Kitabı çeviren Gültekin Yıldız Çevirenin Önsözü kısmında Schmitt'in denizci varoluş ve kara varoluşu ile kastettiği şeyin aslında yazarın yaşadığı Protestanlık ile Katoliklik, İngiliz ile Alman, bencil kapitalist tüccar ile kahraman kara askeri için bir metafor olarak kullandığını açıklıyor.
"Şimdi kelimenin en cesur anlamında yeni bir dünya oluşmakta, önce Batı ve Orta Avrupa halklarının, sonra da nihayet bütün insanlığın ortak bilinci baştan sona değişmeye başlamaktadır. Bu, kelimenin tam manasıyla yeryüzünü ve dünyayı içine alan ilk gerçek mekan devrimidir."
Schmitt için tarih önemli bir savunma noktasıdır. Ona göre dünya tarihi deniz güçleri ile kara güçlerinin mücadelesidir. Kitabın adı da muhtemelen fikirlerinin temeli olan bu düşünceden geliyor. İnsan nedir ve nasıl bir varlıktır sorularının cevabını arıyor. Varoluş hakkındaki fikirlerini aktarıyor aslında Schmitt Kara ve Deniz metni ile. Mekan devrimine çok vurgu yapıyor ve bu arada söz konusu mekan tarihi bir çağ ise insanlar için farklıların daha derin ve büyük olduğundan bahsediyor. İngiltere'den Hobbes'un Leviathan'ı olarak bahsedişi aslında birçok parçayı da yerine oturtuyor okuyucu için. Kısa ama dolu dolu bir kitap.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤