3.09.2019

BOĞULMAMAK İÇİN ~ GEORGE ORWELL

  Kitap Fiyatı: ₺  14,29 [ 01/09/2018 ]  - Kitapyurdu  

  Boğulmamak İçin, yazarın 1984 (Yorum için tıklayınız.)  ve Hayvan Çiftliği'ne dair esinlenmelerini de okuyucuya tattıran, insanın ufkunu gerçek anlamda genişleten muhteşem bir kitap.

"Ellesmere Sokağı gibi bir sokak nedir ki? Yan yana hücrelerin dizildiği bir hapishane. Haftada beş-on pound kazanan, kuyruğunu patrona kaptırmış, karısı bir kabus gibi üstüne çöken ve çocukları sülük gibi kanını emen zavallıların ürperip titrediği bir sıra yarı müstakil işkence odaları."

 George Bowling, 45 yaşında ve on beş yıldır evli, modern dünyayla başa çıkmak için sistemin çarkına kapılıp gitmiş bir adam. Ve artık bu durumdan fena halde canı sıkılmaya başlamış. Ayrıca günden güne yaşlandığı gerçeği de onu rahatsız eden bir başka gerçek.
 Felaket tellallığı yapan karısı Hilda, çocukları 11 yaşındaki Lorna ve 7 yaşındaki Billy ile Ellesmere Sokağı'nda hayatlarını süren sıradan bir aile Bowlingler. Finansal durumu iyi olmayan, gettoyu andıran bir yer Ellesmere Sokağı.

"Kızılkanat, akbalık, incibalığı, bıyıklıbalık, tilapia, kayabalığı, turna, kefal, sazan, kadifebalığı. Tok isimler. Bu isimleri koyan insanlar makineli tüfek sesi duymamışlar, işten kovulmanın korkusuyla yaşamamış, aspirin yiyerek vakit geçirmemişler, sinemaya gitmemiş ve toplama kamplarından nasıl uzak dururuz diye düşünmemişler."

 Hitler tehdidinin hissedildiği ama normal hayatlarına devam edebildikleri günleri anlatıyor bize Orwell. George, zamanın şıklığı ve modernliğinden son derece bunaldığı için çocukken merak duyduğu balık tutma anılarını anlatıyor bize. Çünkü balık tutmak onun için çocukluğunu, modernitenin dünyayı bu kadar sarmalamadığı, çok daha mutlu olduğu günleri hatırlatıyor.
 Kitabın ikinci bölümünde George Bowling'in çocukluğunu, ailesini ve okul yıllarını okuyoruz. Askerlik günlerini ve felaket tellalı karısı Hilda'yla nasıl evlendiğini de ikinci bölümde öğreniyoruz. Askere gittikten sonra hayatı büyük bir dönemeçten geçiyor. Savaştan öncesi hep yazdı, diyerek aktarıyor bunu da okuyucuya. Sanayi devrimi ve savaş toplumu dönüştürüyor ve Bowling bundan hiç ama hiç hoşlanmıyor.

"S... et faşizmi! Bana sorarsan herkes birbirini yeterince ezdi zaten."
 
 Ve sonra aklına bir fikir geliyor. Eğer çocukluğunun geçtiği Aşağı Binfield'e giderse belki de bütün bu bezmişlik hissinden kurtulabilirdi. Ve bunu karısına ya da çocuklarına söylemiyor. Yanlış anlaşılmasın, onları terk ettiği falan yok. Sadece hayatından bir haftalık bir tatil çalıyor George Bowling.
 Peki ya gelecekte olan savaş, geçmişteki savaş ve sanayi devrimi Aşağı Binfield'in eskisi gibi kalmasına izin vermiş midir?

"Cebimde on iki papel, üstümde yeni bir takım var. Ben küçük George Bowling; kendime ait bir otomobille Aşağı Binfield'e döneceğime kim inanırdı?"

 Katıldığı savaştan sonra dinginliğini kaybeden Bowling aslında kitap boyunca onu bulmak için uğraşıyor, planlar yapıyor. Savaşın ona kaybettirdiği şeyi geri istiyor ve gelmekte olan savaşın düşüncesi, savaşın kendisi değil ama beraberinde getirdikleri onu rahatsız ediyor. Bowling gizli polisi, yapılacak olan propagandaları, yemek sıralarını düşünüyor; onun asıl derdi bunlar, savaş değil.
 Eğitimli kesimi de kitabında eleştirmeyi ihmal etmemiş Orwell. Onları kafasını kuma gömen deve kuşları gibi gördüğünü söyleyebilirim. Zamanın değiştiğini asıl anlamayanın onlar olduğunu bile söylüyor diyebilirim. Kitap hakkında söylenecek kesinlikle çok çok çok daha fazla şey var. Ancak kitabı okumayanlar için daha fazla detay vermek istemiyorum. Herkesin oturup okuması gerektiğini düşündüğüm kitaplardan biri oldu Boğulmamak İçin.

"Proleterler bedensel olarak acı çekerler ama çalışmadıklarında özgürdürler."


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder