"Skandal, ahlak tarafından sıkıcı hale getirilmiş dedikodudur."
-Oscar Wilde
Gayet popüler bir dizi olarak beyaz ekranlarda yayınlanan Dedikoducu Kız aslında bir kitap uyarlaması. Üstelik 13 kitaba sahip bir serisi var. Ben kitabı okumadan yıllar yıllar önce diziyi izledim ve diziyi çok sevmiştim. Dizi ile kitap arasında çok büyük farklar yok. Sadece aile üyeleri ile ilgili değişiklikler var. Mesela Blair ve Chuck'ın kardeşi var, Erik aslında Serena'dan büyük ve anne babalarla ilgili birkaç durum var ama yinede çok önemli şeyler değil. Zaten aileler dizideki kadar çok ortada değil. Cecily Von Ziegesar, yaşadığı hayattan esinlenerek yazıyor bu kitapları. O da, tıpkı karakterlerimiz gibi Manhattan'da özel bir okulda okumuş ve bu tip insanlarla takılmış. Zaten yazarımızda esas kızımız Serena'ya oldukça benziyor.
Tanıtım kapağında " Bu kesinlikle üzerinizde saten pijamalarınızı, yanınızda bir kutu çikolatayla birlikte yatağınızda okuyacağınız, son derece arsız, seksi ve 'hoşgörü' dolu bir roman... " yazıyor. Her ne kadar saten pijamalar yerine polar pijamalarımla okumuş olsam da çikolata tavsiyesine tamamen uydum.😁 Kitapta kim olduğu bilinmeyen bir blogger seçkin insanların hayatını anlatıyor. Kendisine 'Dedikoducu Kız' diyor, ama kız mı erkek mi olduğunu bilmiyoruz tabi ki. Kitap Serena'nın New York'a dönüşüyle başlıyor. Serena gittiği yatılı okuldan atılarak Yukarı Doğu Yakası'na geri dönüyor. Zengin Yukarı Doğu Yakalı gençler için her şey normal göründüğü sürece ne yaptıkları önemli değil. Yani aileleri olaylara sadece itibarlarına zarar veriyorsa müdahale ediyor. Benim dizide de en sevdiğim karakter olan Chuck burada da serseri ve kötü çocuk. Ama kitapta tam nefretlik bir tip, yani dizide bu kadar rahatsız etmiyor hareketleri. Serena ve Blair en yakın arkadaşlarken Serena döndüğünde işler değişiyor. Blair, Serena'yı sevse bile onu o kadar çok kıskanıyor ki Serena gittikten bir süre sonra gittiği için mutlu bile oluyor. Çünkü Serena yanındayken bütün ilgi Serena'da olurken o gittikten sonra insanlar ilgilerini Blair'e yöneltmiş durumdalar. Bir de Serena'ya kızgın; en yakın arkadaşını kaybettikten sonra aniden geri dönmesi onu sarsıyor ve onunla ilgilenmemeyi tercih ediyor. Serena ise bu duruma anlam veremiyor. Kızın arkasından çok fena dedikodular dönüyor ve böyle insanların gerçekten var olması insanın sinirini bozuyor. Kitap biraz da dedikodunun nasıl ortaya çıktığını, kıskançlığın insanlara neler yaptırabileceğini anlatıyor. Esas oğlanımız Nate ise Blair ile nişanlı olmasına rağmen Serena'ya aşık ve Blair bu durumun farkında. Ancak Nate tam bir korkaklık abidesi olduğu için Blair'den ayrılamıyor. Nate ne kadar kibar ve yakışıklı olsa bile sinir bozucu bir karakter. Blair'in dışladığı Serena ise kendi yolunu çizmeye çalışıyor ve bununla ilgili bir şeyler yapmaya çalışırken Dan ile tanışıyor ve ondan etkileniyor.
Kitabı okurken dizide izlediğim bütün o sahneler gözümün önüne gelip durdu. Tatlı bir nostalji yaşadım. Diziyi özlediğimi fark ettim. Bu kitap giriş paragrafı gibi bir şeydi, yani olaysız denilebilir. Dili çok akıcı, insanı yormadan kendini okutuyor. Tam bir popüler kültür ürünü; dünyanın nasıl bir dönemde olduğunu anlatıyor. Komik, eğlenceli ve insancıl bir roman.
"Beni sevdiğinizi biliyorsunuz."
1-Dedikoducu Kız (Yorum için tıklayınız.)
2-Beni Sevdiğini Biliyorsun (Yorum için tıklayınız.)
3-Tek İstediğim Her Şey (Yorum için tıklayınız.)
4-Çünkü Ben Buna Değerim (Yorum için tıklayınız.)
5-Ben Böyle Severim (Yorum için tıklayınız.)
6-İstediğim Sensin (Yorum için tıklayınız.)
7-Kimse Daha İyisini Yapamaz (Yorum için tıklayınız.)
8-Hiçbir Şey Bizi Bir Arada Tutamaz (Yorum için tıklayınız.)
9-Anca Rüyanda Görürsün
10-Sana Hiç Yalan Söyler Miyim?
11-Sakın Beni Unutma
12-O Sen Olmalıydın
13-Seni Daima Seveceğim