Kitap Fiyatı: ₺ 9,75 [ 02/07/2018 ] - Kitapyurdu
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Karmaşık Duygular, toplamda 7 adet novella ve öykülerden oluşuyor. 256 sayfa ile şuana kadar okuduğum en kalın Stefan Zweig eseri. Zweig eserleri içlerinde birden fazla öykü ya da novella barındırabiliyor. Bu nedenle Zweig okuyucularına tavsiyem tek bir yayınevi üzerinden gitmeleri veya aldıkları kitapların içerikleri ile alacaklarını dikkatle kıyaslamalarıdır. Aksi takdirde birbiriyle çakışan çok fazla kitabınız olabilir.
Bu ufak bilgilendirmeden sonra yorumuma başlayabilirim.
Ormanın Üzerindeki Yıldız
Kitaptaki en kısa metin Ormanın Üzerindeki Yıldız. Sadece ve sadece 11 sayfa. Ne anlatabilir ki 11 sayfada?
Riviera Oteli'nde garson olarak çalışan François'in, Kontes Ostrowska'ya olan platonik aşkını. François kendi kendine yaşadığı bu saplantılı aşka karşın hiçbir şekilde kadınla iletişime geçmiyor. Yine de ondan da vazgeçemiyor...
Erika Ewald'in Aşkı
Erika, güzelliğiyle dillere destan olmadığı gibi sıradan ve silik de bir kız. Aynı zamanda bir müzisyen ve yine kendisi gibi bir müzisyene düşüveriyor gönlü. Bu ikili arasındaki her şey çok güzel bir şekilde ilerliyordu ki, bir garsonun Erika'yı adamın karısı sanmasıyla büyü bozuluverdi.
Bu yanlış anlaşılmayla Erika gerçekliğe dönüyor. Çocukluğunda duyduğu bir şey yüzünden adamla birlikte olmak istemiyor, şehvet duygusundan korkuyor. Erika duygusal anlamda oldukça hassasken adam, kadınların yoğun ilgisiyle yaşamaya oldukça alışkın.
Bu öyküyle bir kızın şehvet duygusunu keşfedişini ince ince anlatmış Zweig. Bu durum karşısında kızın korkularını, cesaretini, sevgisini oldukça iyi algılayabiliyorsunuz. Yazar bunu iliklerinize kadar hissetmenizi sağlıyor.
Unutulmuş Düşler
Bir adam hayatta dolu olan tesadüflerden birine yakalanıyor ve gençlik aşkını buluyor. Öğle vakti kadının evinde gerçekleştirdikleri sohbetlerini anlatıyor Unutulmuş Düşler. Amerika'ya gittiğinde lüks ve ihtişam için bir kontla evlenen eski sevgilisiyle hoş bir sohbet gerçekleştiriyor.
Alacakaranlık Hikayesi
Hikayemiz üçüncü şahsın ağzından anlatılıyor. Yani Zweig'in başkasından duyduğunu anlatırmış gibi yaptığı hikayelerinden biri Alacakaranlık Hikayesi. Bob, karanlıkta yüzünü görmediği bir kadının dokunuşundan etkilenir ve bu kadının kim olduğunu bulmaya çalışıp tahmin ettiği kıza aşık olur. Peki doğru tahminde bulunabilmiş midir? Yanlış tahminse kıza mı aşıktır dokunuşa mı?
Zıt İkizler
Herilunt'un maddi durumu iyidir ama aşık olduğu kız fakirdir. Onunla evlendiğinde bütün dünyayı ayaklarının altına sermek ister ve hırsla kral olmak için harekete geçer. Kral bunu öğrendiğinde Herilunt öldürülür ve o sırada çok sevdiği karısı da hamiledir. İkiz kızları olur kadının: Helena ve Sophia.
Kızlar da tıpkı babaları gibi hırslı, becerikli ve zekidir. Sürekli birbirleriyle yarış halindeler. Onların gözü de tıpkı babaları gibi kraliyettedir. Zengin ve güçlü olmak isteyen ikizler bunun için ellerinden geleni yaparlar.
Ve Helena bir gün zengin aşığıyla evden kaçar. Bir süre sonra da başka bir zengin aşığıyla da geri döner kasabaya. Hemde zamanında babasının annesi için almış olduğu saraya yerleşir. Helena zengin bir fahişe olurken Sophia ise hala annesinin fakir evindedir. Kız kardeşini kıskandığı için de ondan daha iyi bir duruma gelmek için planlar yapmaktadır.
Sophia, Helena'yı geçmek için zayıf noktasından vurmaya karar veriyor. Böylece Helena'nın kaybettiği ahlaklı yönünü yüceltmek için bir rahibe olmaya çalışıyor. Böylece ünü Helena'dan da çok yayılıyor. Ünlü fahişenin rahibe ikizi Sophia. Peki Helena öylece oturup kardeşinin yükselişini izleyecek midir?
Bir Yüreğin Çöküşü
Yaşlı yüksek danışman Salomonsohn tatil için doktorunun tavsiye ettiği kaplıcaya değil, karısı ve kızının gitmek istediği İtalya'ya gidiyor. Bu yaşlı adam, gece herkesin uyuduğunu sandığı bir saatte midesi rahatsızlandığı için uyanıyor ve koridorda küçük bir yürüyüş yapar. Ve o sırada kızı Erna'nın uyumadığını, geceyi bir yabancıyla geçirdiğini fark ediyor.
Sağlık sorunlarıyla uğraşan Salomonsohn her zaman kızı ve karısının isteklerini yapmış, bolluk içinde yaşatmaya çalışmış bir adam. Aslında hayatını onlar için harcamış yani. Oysa anne-kız, adama saygı duymak yerine köleleri gibi davranıyor. Ve Salomonsohn kızının ona yaşattığı bu hayal kırıklığıyla onların gerçek yüzünü görür.
Karmaşık Duygular
Ve geldik kitaba adını da veren son hikayemize: Karmaşık Duygular.
Yüksek Danışman R.V.D.'nin kişisel notları, dipnotuyla başlıyor. Karakterimizin adı Roland. Altmışıncı yaş günü ve kariyerindeki otuzuncu yılı şerefine kendisine, kendi biyografisinin birinci baskısı hediye ediliyor. Roland'a göre kitaptaki tek eksik özü. Bu yüzden de okuyucuya özünü anlatmaya karar veriyor.
Bir üniversiteye ilk defa Berlin'de adım atıyor. Ancak sadece bir kere derse giriyor Roland ve kızların peşine düşüyor. Öğrencilik değil, serserilik yapıyor yani. Bir gün babasının ani ziyaretiyle bir kızla yakalanıyor Roland. Duyduğu utanç ve babasının tavırları Roland'ı yola getirmeye yetiyor ve gelecek dönem için okulunu değiştirip bir taşra üniversitesine başlıyor.
İşte burada onu ömür boyu etkileyecek bir hocayla tanışıyor Roland. Hoca hemen kendi evinin yanındaki odayı kiralaması için ona yardımcı oluyor ve sürekli olarak görüşmeye, zihinlerini beraber yormaya başlıyorlar. Aralarında doyumsuz bir zihinsel tutku var yani.
Ancak zamanla Roland, hocasının karısıyla neredeyse hiç konuşmadığını, okuldaki normal derslerine de tutkuyla gitmediğini fark ediyor. Hocası sadece ve sadece öğrencilerle etkileşim içinde olduğu zamanlarda tutkulu bir hocaya dönüşüyor.
Roland'ın karakterini de bu tutkulu durumu temellendiriyor. Ancak hocası Roland'a aklına estiği gibi davrandığı için aralarında tutarlı bir ilişki yok. Samimiyetleri var evet, ancak o gün Roland kendini aşağılanmış mı yoksa sevilmiş mi hissedecek bilmiyor. Öğrencisi ve öğretmeni arasındaki bu tutarsız bağı anlatıyor Karmaşık Duygular'da Zweig. Ve sonuna kadar anlamlandıramasak bile Zweig yine oldukça başarılı bir analiz yaptığını ispatlıyor okuyucuya.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder