14.07.2018

MARSLI ~ ANDY WEİR

  " O, DÜNYANIN EN ÜNLÜ ADAMI. SORUN ŞU Kİ, DÜNYA'DA DEĞİL. " 

 Issız bir adaya düşerseniz yanınıza alacağınız üç şey nedir? Peki ya ıssız bir gezegene? Benim yanıma alacağım TEK şey Mark Watney olabilir! Mark Watney, Ares 3 programıyla Mars'a gönderilen ilk insanlardan birisi. 6 kişilik mürettabatın en düşük rütbelisi. Bu durumda yetkinin Mark'a geçmesi için hayatta kalan son kişi olması gerekiyor. Ve bilin bakalım n'oluyor? Yetki Mark'a geçiyor!
 Kum fırtınası nedeniyle iptal olan Ares 3 görevinden dönmek için uzay araçlarına dönerken Mark yaralanır ve fırtınanın içinde kaybolur. Arkadaşları ise onun öldüğünü düşünerek arkalarında bırakırlar. Böylece Mark, Mars'ın tek vatandaşı haline gelir.
 Mars için kızıl gezegen de olarak bilinen soğuk bir çöl diyebilirim. Farklı iklim koşulları, Dünya'dan milyonlarca km uzakta olması nedeniyle imkanlarının kısıtlı olması ve yalnızlık; hayatta kalma savaşının en büyük düşmanları. Koskoca gezegende yapayalnız kaldığınızı düşünün. Ah, bütün dünyanın sizin öldüğünüzü sandığını da unutmayın. Ne hissedersiniz? Pes etmeye ne kadar yakın olurdunuz?
 İşte bütün bunlara rağmen pes etmeyen Mark, eğer bir gün ölürse diye bir günlük tutmaya başlıyor. Çünkü aslında ölüme ne kadar yakın olduğunu da biliyor. Bizler de bu günlüğü okuyoruz. 

 " Mars ve salaklığım sürekli beni öldürmeye çalışıyor. " 

 Mark Watney, bir botanist ve makine mühendisi. Yani hayatını kurtaracak temel bilgilere sahip. En büyük problemi ise yiyecek. Tam bu noktada 'gezegenin en iyi botasnisti' olarak yeteneklerini konuşturacak Mark.😁 Mars'ın kralı Mark Watney! 😁😁
 2 ay sonra tesadüf eseri Mark'ın yaşadığı ortaya çıktığında Dünya'nın ne kadar karıştığını tahmin edebilirsiniz bence. 3 ay sonra ise Mark ve keskin zekası sayesinde iletişim kuruyorlar. Ancak Mark yalnız kaldığı süreç boyunca umudunu ve espiri yeteneğini hiç kaybetmiyor. Tam her şey yoluna girdi derken her şey alt üst olsa bile hemde. O yüzden bu karakteri çok sevdim. Canım Watney.😍
 Kitap çok akıcı ve eğlenceli, her ne kadar dramatik bir olay yaşansa da. Kitabın en çok bu yönünü sevdim: Karakter asla neşesini kaybetmiyor. Okuyucuyu gülümsetmeyi hep başarıyor. Ayrıca bunu uzaya dair detaylı bir kullanırken başardığını da belirtmek isterim. Alkışlar yazarımıza.👏👏👏

 Filme gelirsek; öncelikle film yerine her zaman kitabı tercih ederim. Tercihim yine değişmedi. Kitap, filmi bildiğiniz döver. Kitabı okumadan filmi izlemedim. Çünkü hayal gücümün kısıtlanmasını istemedim açıkçası. Henüz kitabı okumayan ve filmi izlemeyenler varsa da önerim bu yönde. Çünkü filmi izlerken kitabı okumasaydım anlamazdım, dediğim çok sahne oldu. Zaten film, kitabın özetinin özeti gibi olmuş. Kitapta olan bazı şeyler, bence önemli şeyler, hiç olmuyor. Bu açıdan film beni biraz hayal kırıklığına da uğratmadı değil. Ama 2 saate 416 sayfayı sığdırmalarını beklemek de zor tabi. Son eleştirim de kitaptaki eğlenceli dilin filmde buharlaşması.

 Goodreads okuyucuları tarafından 2014'ün en iyi bilimkurgu romanı seçilen kitap bunu sonuna kadar hak ediyor. Eğer bilimkurgu meraklısıysanız ya da okumak için farklı ve eğlenceli bir kitap arıyorsanız, tebrikler! Aradığınız kitabı buldunuz!

 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder