Yoksul bir genç olan ve bilim aşkıyla yanıp tutuşan ana karakterimiz Ordinov'un aşık olmasını anlatıyor kısa öyküsünde yazar.
Evinden çıkarılmasıyla sokak sokak ev aramaya başlıyor Ordinov. O güne kadar sürdüğü asosyal hayatın ne kadar sıkıcı olduğunu da bu vesileyle insanların arasına karıştığında anlıyor. İnsanların arasına karışmak hoşuna gidiyor ve kimsesiz olduğunu fark ediyor.
Kiliseye gittiğinde yaşlı bir adam ve yanındaki kızı fark ediyor. Birdenbire kıza ilgi duymaya başlıyor. Sanki kızın da onun gibi yalnızlık çektiğini anlıyor Ordinov. Katerina'da anlıyor Ordinov'un yalnızlığını ve birbirine doğru bir çekime kapılıyorlar.
Yeni bir oda arayışında olan Ordinov'a evlerinin bir odasını kiralıyorlar. Böylece kadın Ordinov'un ev sahibesi haline geliyor. Karakterlerimiz birbirini daha çok tanımaya başşladığında yaşlı adamın kitapta dini ögeleri temsil ettiğini fark ediyoruz. Ayrıca yaşlı adam geçimini fal bakarak sağlıyor. Alt metinde din ve bilim çekişmesi yatıyor diyebiliriz. Katerina da ikisinin arasında kalan, ikisinde de gönlü olan insanlığı temsil ediyordu bana kalırsa. Yaşlı adamdan korku duysa da yine de ona sığındığı zamanlar oluyordu ve Ordinov'a hiç korkmadan sığınabiliyordu. Çünkü Ordinov'u kendisinin kontrol edebileceğinin farkındaydı belki de. Ordinov ilk defa aşık olduğu için bilimden ilk defa bir adım uzaklaştığını ve bunun onu hasta ettiğini de söyleyebilirim.
Kitabı büyük bir hayranlıkla okumadım ama beni sıkmadı da. Gayet akıcı bir kitaptı bence. Belirsizlikler vardı, evet ama bence bu belirsizliklerin nedeni okuyucuların kendilerine özel bir şeyler hayal edebilmesine izin vermekti. Belki de böylece okuyucunun kendini daha iyi tanıyabileceğini ya da kitabın okuyucu için daha özel olacağını düşündü Dostoyevski.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder