15.09.2024

ANT ~ ÖMER SEYFETTİN

 "Fakat bunun gibi, hayattaki her gülünç şeyin altında görünmez bir facia yok mudur?"

 Edebiyat hayatına şiirlerle başladıysa da hikayeleriyle ünlendi Ömer Seyfettin. Geçmişe bir yolculuk yapmanıza yardımcı olan Ant da 1905 ile 1917 yılları arasında yazılan dört Ömer Seyfettin hikayesinden oluşan bir kitap.

  • İlk Namaz
  • Bahar ve Kelebekler
  • Ant
  • Falaka

"Bende tekbiri öyle alıp annemden farkımı, niçin erkek olduğumu, erkekliğin ne olduğunu, erkek olmanın yalnız küçük kızları dövmek ve onlara hâkim olmaktan başka da farkları olacağını düşünerek namazı bitirdim."


Her bir hikayede bir şekilde karakterlerin çocukluk dönemine değinilmiş. (Zaten muhtemelen çocuk karakterler nedeniyle çocuk edebiyatı kategorisine sıkıştırılmış Ömer Seyfettin.)  İlk Namaz'da 15 yıl önce onu namaza kaldıran annesini hatırlayan küçük Ömer'den, bahsediyor. Bahar ve Kelebekler'de büyükanne ve torununun torunu ile geleneklerin ölümünden ve bunun toplumda yol açtığı kayıpları mutsuzlukla anlatıyor. Ant'ta ant içip birbirine ölünceye kadar yardım etmesi gereken kan kardeşleri, fedakarlıkları, çocukluğunu hatırlıyor karakterimiz. Falaka'nın başında çocukluk hatıralarından yazıyor. Burada da onları falakaya yatıran öğretmen ile aralarında geçen trajikomik olaylardan bahsediyor. Her bir öykü "kıssadan hisse" tadında öğretici bir mesajla dolu. Okuması da -yetişkin olarak- oldukça keyifli. 

"Sevinç ve saadetten mahrum kadınlar demek."
"Onlar kimmiş?"
"Biz... Türk kadınları..."


Okurken edebi keyif veren bir yazar Ömer Seyfettin. Akıcı bir dili ve her hikayede vermek istediği bir mesaj var. O yüzden kitaba başlamanız ile bitirmeniz de bir oluyor. Ancak bana kalırsa Ömer Seyfettin bir çocuk öykücüsü değildir. Benim gözümde çocuklar için ağır kitaplar ve zaten çocuk kitaplarını da velilerinin önceden okuyup kontrol etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle Can Yayınları'nın Lacivert Klasikler serisinde Ömer Seyfettin kitabı çıkarması çok kıymetli. Bu sayede Ömer Seyfettin yetişkin edebiyatı kategorisine girdiği hatırlatılmış. 

"Odanın uyutucu ve gölgeli sakinliğinde sanki bu iki vücut eski ve yeni Türk kadınlığının karamsar ve teselli kabul etmez iki örneğiydi. Biri bir asır evvelki neslin son örneği, hayattan ziyade ölüme ve unutmaya ait bir hatırası... Diğeri, bugünün, bir asırlık mecburi ve uğursuz gelişmenin, başkalaşmanın narin ve tatmin olunmaz bir çiçeğiydi."


Okuma yazmayı öğrendiğimde ilkokul öğretmenim bana bir Ömer Seyfettin kitabı hediye etmişti. Açıkçası o zamanlar Ömer Seyfettin okumayı sevmiyordum, rahatsız hissediyordum. Çocukken en sevdiğim kitap Nazım Hikmet'ten Sevdalı Bulut idi. Büyüdüğümde Ömer Seyfettin ile yeniden bir ilişki kurdum ve o zaman sevmeye başladım. Sonuç olarak bu yazıyı okuyan velilere tavsiyem çocuğunuza Ömer Seyfettin okutmadan önce ilkokul çağından çıkmalarını bekleyin. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Çocukken Ömer Seyfettin okunuz mu? Çocuklarınıza Ömer Seyfettin okutuyor musunuz?


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

11.09.2024

BENİM OLAĞANÜSTÜ AKILLI ARKADAŞIM ~ ELENA FERRANTE

"Lila benden daha güzel. Demek ki ben her konuda ikinci sıradaydım. Bunu asla ve hiç kimse fark etmesin istedim."

New York Times'ın 21. yüzyılda okunması gereken 100 kitap seçkisinin birincisi olan kitap Napoli Romanları serisinin de ilk kitabı oluyor. Kitabın en başında 11 sayfalık bir övgüler kısmı var ki tesadüfen kitabı bulmuş biri olarak insan bir "Nasıl duymamışım daha önce bu kitabı?" diyor. Yazarın gerçek kimliğini bilmiyoruz. Ortaya atılan iddialar olmuş ama kanıtlanamamış.  Napoli Romanları serisi 4 kitaptan oluşuyor ve sıralama şöyle:
            1) Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
            2) Yeni Soyadının Hikayesi
            3) Terk Edenler ve Kalanlar
            4) Kayıp Kızın Hikayesi

"Şehrin geri kalanı böyle ışıklı ve güler yüzlüyken bizim mahallemizin bu kadar gerilim ve şiddet yüklü olması mümkün müydü?" 

40 yaşındaki Rino'nun annesi Lila'nın kayıp olduğunu öğrenerek başlıyoruz kitabımıza. Lila bütün eşyalarını toplayıp ortadan kaybolmuş. 60 yaşında geride çöpünü bile bırakmadan çekip gitmiş, sanki hiç var olmamış gibi... Bunu öğrendikten sonra ana karakterlerimiz Lila ve Elena'nın çocukluğuna gidiyoruz ve 4 kitaplık maceramız da başlıyor.

"O böyleydi, sadece başka türlü nasıl kurabileceğini görebilmek için yıkardı dengeleri."

Lila ve Elena'nın oyuncak bebeklerinin adı Nu ve Tina. Çocuklar kendi duygularını oyuncakları ile yansıtır ya hani Tina da sahibinin yani Elena'nın bütün korkularının temsili haline geliyor. Oyuncak bebeklerini değiştirdiklerinde Lila, Elena'nın korkularından kurtulmak için Tina'yı apartman boşluğundan aşağı atıyor. Lila cesur olduğu kadar zeki de. Okulda en yakın arkadaşınızla yaşadığınız "kim daha yüksek not alacak?" diye yaşanılan rekabet duygusu çok güzel verilmiş. Ancak babası masraflı olduğu için onu okutmak istemiyor. Abisi Rino babasının yanında çalışıyor ve babasından maaş istiyor ki o maaşıyla Lila'yı okutabilsin ancak bu işin sonu babasının 10 yaşındaki Lila'yı balkondan atması (evet) ile bitiyor. Oysa Lila ve Elena'nın en büyük hayali birlikte bir kitap yazmaktı.

"Her zaman benim yapmam gereken şeyleri, benden önce ve benden iyi yapmak zorunda mıydı?"

Elena öğretmeni ailesine ısrar ettiği için okula devam ediyor. Bu süreç içinde Lila ile arası bozuluyor ve depresyona giriyor. Çünkü Lila 10 yaşında bile öyle bir karakter ki ne yaparsa yapsın kendisinden emin tavırları ile arkadaşlarını hep kendine özendiriyor bu nedenle de Elena sürekli kendini ve başarılarını sorguluyor. Kendini Lila'nın yanında hep küçük hissediyor. Kıskançlık ve sevgi ile dolu çelişkili bir arkadaşlıkları var. Mesela Lila, Elena'nın lisede Yunanca öğreneceğini duyunca okula gitmemesine rağmen hemen gidip Yunanca öğreniyor. Öğrenmeye aç, her şeyi sorgulayan bir karakteri var ama bu açlığının sebebi hırsları. 15 yaşında Stefano ile nişanlanması ve 16 yaşında evlenmesi Lila'nın hayatını bambaşka bir yöne eviriyor. Bu sırada Elena okul vasıtası ile mahalleden dışarı çıkıyor ve farklı bir dünya ile tanışıyor. Ancak ikili birbirinden hiç kopmuyor.

"Sanki kötü bir büyü yüzünden birimizin neşesi ya da acısı, diğerimizin acısı ya da neşesiyle örtüşüyordu."

Aralarındaki duygunun arkadaşlık olduğuna emin değildim bu noktada: Sürekli bir kendini ötekinden iyi görme ihtiyacı içindeler. Bedenlerimiz büyürken dertlerimizin de büyüdüğünü ve bunu da Napoli'nin gelişimi ekseninde anlatan güzel bir seri. 22 dile çevrilmiş; naif, yalın ve realist. Çıkar çatışmaları ve sürekli değişen dengeler dört kitaplık seri boyunca gelişecek olayların temelini atıyor. İnsanın duygularını dürüst bir şekilde anlatan nadide bir eser. Çünkü hiçbir kitap içimizdeki sıradan ama çirkin duyguları bu kadar dürüstçe aktarmıyor bence. O kadar hızlı okunuyor ki Reading Slump yani okuma tembelliği sorunu yaşayanlar için ilaç gibi bir kitap.

"Tek bir kimse yoktu çevrede ve ben yalnızlıktan ağlamaya başladım. Neydim ben, kimdim?"

Üç sezondan oluşan toplam 24 bölümlük 2018 yapımı bir dizisi de var. Henüz izlemedim ancak izleyince kitap - dizi kıyasını da yapıp "KİTAP KOKUSU vs. EKRAN PARLAKLIĞI" dizim için de bir yazı yazacağım. O zaman buraya da bağlantı bırakırım.



 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 
Devamını Oku »

4.09.2024

BAHÇEDE FELSEFE ~ DAMON YOUNG

"Dünyadaki gaddarlığı görmezden gelin çünkü bunların hepsi en iyiye ulaşmak içindir."


Can Yayınları'nın Kırkmerak Dizisi 28. kitabı olan Bahçede Felsefe'yi okudum geldim. Lisanstaki hocamın tavsiyesi üzerine aldığım bir kitap. Okuması çok keyifliydi; keşke daha önce okusaymışım dedim. Yazarı Damon Young, Melbourne Üniversitesi felsefe bölümünün fahri üyesi. Kitabın tam adı "Bahçede Felsefe: On Bir Büyük Yazar ve Onların Parklarda, Bahçelerde ve Saksılarda Keşfettiği Fikirler". 

"İnsan bitmek bilmeyen bir sorudur, bir yanıt değil."

Damon Young'ın ele aldığı yazarlar şöyle:

              1. Jane Austen
              2. Marcel Proust
              3. Leonard Woolf
              4. Friedrich Nietzsche
              5. Colette
              6. Jean-Jacques Rousseau
              7. George Orwell
              8. Emily Dickinson
              9. Nikos Kazancakis
              10. Jean-Paul Sartre
              11. Voltaire
Yukarıdaki isimlerin yanı sıra Aristoteles, Platon ve Sokrates'e değinen Damon Young yazarların bahçe/doğa tutkusu ile felsefeleri arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Çünkü bir yazarı sadece metniyle değil, o metni nasıl oluşturduğunu, nereden ilham aldığını öğrenmek de o metin hakkında yeni bir bakış açısı edinmemize yardımcı olur. Bir biyografi kitabı değil ancak Damon Young söz konusu yazarların hayatının küçüçük bir parçasını okuyucuya aktarıyor ve okuyucu ile ilişkisinin güçlenmesine yardımcı oluyor.

"Élan vital budur işte: Tamamen yararsız gibi görünse de; yaratmaya ve yok etmeye, yapmaya ve yeniden yapmaya, keşfetmeye ve gözden çıkarmaya duyulan arzudur. Ölü çakıltaşları, henüz yapabiliyorken, hayata sıkı sıkı sarılmaya davettir."


Okuyucuya hafif bir entelektüel bir okuma deneyimi sunuyor. Kitabı anlamak için felsefi bir ön bilgiye ihtiyacınız olduğunu düşünmüyorum. Üstelik akıcı bir dili var; okurken zaman nasıl akıp gidiyor anlamıyorsunuz. Felsefe ve edebiyatı birleştiren çok keyifli bir metin.


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

30.08.2024

BEN SERİ KATİL : ON İKİ SERİ KATİLİN DEHŞET VERİCİ İTİRAFLARI ~ STEPHANIE BOURGOIN

"Dünya üzerinde cinayetlerin %80'i çekirdek aile içerisinde işlenmekte ve cinayet nedeni soruşturmayı yürütenler tarafından çok çabuk ortaya çıkarılmaktadır. En tehlikeli yer, gece vakti ıssız bir otopark ya da sabah saat dört sularında bir diskotek çıkışı değil kendi evimizdir."

Dehşet içinde okuyacağınız bir kitap ile karşınızdayım. Ben Seri Katil, gerçek seri katillerin anıları ve ifadeleri ile oluşturulmuş bir kitap. Stephanie Bourgoin çoksatan gerçek suç yazarı olarak ünlenmiş bir isim. Fransız yazarın 40'tan fazla kitabı var ancak dilimize çevrilen tek kitabı Ben Seri Katil. Defalarca kez cinayet hakkındaki Fransız belgesellerine konuk olmuş, 1979'dan beri 72 seri katil ile görüştüğünü iddia etmiş ve FBI'da eğitim gördüğünü söylemiştir. Ancak Stephanie Bourgoin bazı yalanlar söylediğini kendisi de kabul etmiştir. FBI'dan herhangi bir eğitim almadığını ve Charles Manson ile (bu kitabında onunla görüştüğünü yazmış) asla görüşmediğini ve söylediğinden çok daha az seri katil ile görüştüğünü itiraf etmiştir. İtirafının sebebi olarak yalanlarının onu yıprattığını söylemiştir. Kamudan özür dilemiş ve yaptıklarından utandığını da belirtmiştir. Ancak bunlara rağmen FBI için bir suç uzmanı olarak güvenilirliğini kaybetmediği söyleniyor her ne kadar kariyerini yalanlarla inşa etmiş olsa da...

"Kendim de dahil olmak üzere bu boktan insan ırkından tüm kalbimle nefret ediyorum." 

Şimdi gelelim biz elimizdeki kitaba. Kırmızı Kedi Yayınevi'nden çıkan kitap 216 sayfadan oluşuyor. Fiyat bilgim yok çünkü kütüphaneden aldım. Elimizdeki kitap 12 bölümden yani 12 seri katilden oluşuyor ve bölümleri şöyle:

  1. Acımasız Canavar ~ Carl Panzram
  2. Hannover Kasabı ~ Fritz Haarmann
  3. Los Angeles Sadisti ~ Otto Stephen Wilson
  4. Kadın Katili ~ Henri Vidal
  5. Kravatlı Katil ~ Dennis Nilsen
  6. Jully Katliamı ~ Jacquiart ile Vienny
  7. Hesaplaşma Günü ~ Elliot Rodger
  8. Bir Gencin Dehşetle İmtihanı ~ William Bonin
  9. Dr. Holmes'ün Cinayetleri ~ H. H. Holmes
  10. Gainesville Karındeşeni ~ Danny Rolling
  11. Evvel Zaman İçinde ~ Charles Manson
  12. Güneydoğu Karındeşeni ~ Joseph Vacher

"Yaşayan bir tanrıya en yakın varlığım ben. İnsanoğlu iğrenç, baştan çıkmış ve kötü ruhlu. Benim misyonum hepsini cezalandırmak. Dünyayı kendisine yakışmayan her şeyden temizleyeceğim."


Daha en başından 11. bölüm olan "Evvel Zaman İçinde ~ Charles Manson" kısmın yalan olduğunu biliyoruz. Zaten bunun yalan olduğunu öğrenmeden önce de benim için şüpheli bir bölümdü. Özellikle 2-3 sayfalık bir bölüm olmasını çok saçma bulmuştum. Charles Manson gibi sansasyonel bir isimle görüşeceksin ve 2-3 sayfa ile geçiştireceksin? Saçmalık. Charles Manson'ın varlığı (yoğun bir şekilde) bu kitap için çok büyük bir reklam malzemesi olarak kullanılabilirdi ve satışları çok çok daha yüksek olabilirdi. Ayrıca yazılan 2-3 sayfalık kısımda da doğru düzgün dikkat çekici bir bilgi yoktu; geçiştirildiği belliydi.

"Bütün bunları niçin yaptım? Toplumdan berbat bir çocukluk çağının, başarısız bir evlilliğin ve cezaevinde uğradığım tüm tacizlerin öcünü almak için."


Charles Manson bölümü dışındaki bölümlerde oldukça ayrıntıya girilmiş ve korkunç detayları yazmaktan çekinmemiş ki sanırım başka bir kitabı sansüre uğradığı için bu kitabını daha dikkatli yazmış. Giriş bölümünün başlığı olarak "İğrençliğin Büyüleyiciliği" alt başlığını kullanan yazar, bu kitabı seri katillerin kendilerini çekinmeden ifade ettiği bir anlatı olarak nitelendiriyor. Birçok metnin kendisini de sarstığını, bazen oto-sansür uyguladığını da belirtmiş. 

"Bu dünyayı yöneten karanlık güçler insanları yazgılarına sürüklemektedir ve ben cehennem güçleri tarafından ele geçirildim."


Bölümlerin içerikleri hakkında özel bir şeyler yazmayacağım. Ancak kitabın kesinlikle +18 olduğunu söylemeliyim. Ve hatta bence psikolojisine güvenmeyen okumasın 😅. Mesela Jean-Christophe Grangé severler okuyabilir bence gibi. Her iki yazarın da Fransız olması beni bir düşündürtse de Jean-Christophe Grangé okuyamıyorsanız/ ağır geliyorsa uzak durun derim. Zaten kendisinin itirafları sonucu kitabın bir kısmının da kurgu olduğu açık açık ortada. Birisinin hayal dünyasına gireceğiz diye psikolojinizi bozmanın anlamı yok.


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

17.05.2024

KİTAP KOKUSU vs. EKRAN PARLAKLIĞI: Bridgerton & En Çok Beni Sev

Kitaptaki Anthony'yi çok sevmesem de olayları o kadar çok seviyordum ki dizinin ikinci sezonunu izlemeye çok hevesliydim. Bir noktadan sonra diziyi kapatıp devam etmemeyi düşündüğümü söylemek hayal kırıklığımın ne kadar büyük olduğunu anlatır diye düşünüyorum. Bridgerton ikinci sezon tam bir rezillikti. Yazarın bu saygısızlığı nasıl kabullendiğini inanın anlamıyorum. Neyse başlayayım da diziyi izlemeyen ya da kitabı okumayan arkadaşlar da ne demek istediğimi anlasın.

1) Tanışma Sahnesi: Anthony ve Kate dizide at binerken tanışıyor çünkü Kate o kadar asi ki sabahları kendi başına at binmeye gidiyor 😒. Oysa kitapta Kate ve Anthony bir baloda tanışmıştı ve Kate Anthony'yi zaten tanır çünkü kız kardeşi için koca bakıyordur ve bir Bridgerton olarak Anthony kağıt üstünde iyi bir adaydır. Ancak Netflix standartlarında sanırım bir çift her zaman romantik bir şekilde tanışmak zorunda. Puanım (-1).

2) Leydi Danburry'nin Evsahibeliği: Sharma ailesi dizide Leydi Danburry'nin yanında kalıyor, kitapta ise böyle bir şey yok. Sadece Leydi Danburry daha çok dahil edilmek için yapılmış bir hareket. Olabilir.

3) Theo Sharpe: Eloise kitapta zamanına göre feminist sayılabilecek bir karakter diyebiliriz belki çok zorlarsak ama Theo Sharpe diye bir karakter hiç yok. Yine bir yan hikayenin abartılması. Sevip sevmediğimden emin olamadığım bir yan hikaye.

4) Yeni Lord Fetherington: Featherington ailesine daha çok rol verilmesi için yapılmış bir şey. Bu tip hikayeleri yani kitapta sessiz kalmış kısımları konuşturmalarını daha çok seviyorum o yüzden olabilir.

5) At Hediyesi: Anthony karakteri kitapta da Edwina'yı etkilemeye çalışıyor ama at hediye etmiyor. Özellikle de Kate'in atlara ilgisi gösterildikten sonra Edwina'ya hediye ettirilmesi... Saçma yani (-1)

 6) Penelope & Madam Delacroix İlişkisi: Kitapta bu ikili birlikte çalışmıyor çünkü Penelope kendi işlerini tek başına halledebilecek kadar zeki. Dizide neden Penelope şaşkın ördek gibi gösteriliyor bilmiyorum ama zaten diziye Lady Whistledown'ı açık ettiği için kızgınım  o yüzden puanım (-1).


7) Colin & Marina:
Kitaba göre Colin kızı bir daha hiç ziyarete gitmiyor ve dizide de neden gidiyor zaten anlamlandırabilmiş değilim. Ayrıca bu ziyaret sırasında Marina da depresif değil, küstah ki kendisinden bir kere daha tiksiniyorum (-1).

8) Av sahnesi: Anladık, anladık Kate kural tanımaz ve dik kafalı, evet. Ama sıktınız. Kitapta Kate klas bir karakterdi bence, dizide o klaslıktan eser yok. Aşırı abartılmış bir karakterden başka bir şey değil. Puanım (-1).

9) Arı Sokması: Dizide kaybolmasına çok çok çok üzüldüğüm sahne işte bu. Kate arı tarafından sokuluyor ve sonrasında Anthony kızın zehirlendiğine inanıp (çünkü babası arı sokması yüzünden ölmüştü ki babasının ölüm sahnesi de değiştirilmiş) kızdan zehri çıkarmaya çalışırken ikilinin basılması ve evlenmek zorunda kalması gerekiyordu. Bu sahne benim en sevdiğim sahneydi çünkü ikisi de duygularından ve dolasıyla birbirinden kaçarken artık birlikte olmak zorundalardı. Bu sahne çıkarılmış. Kitabın konusunu oluşturan bu sahne çıkarılmış arkadaşlar. Çok büyük bir hayal kırılklığıydı benim için. Sonrasında yaşananlar da zaten bir fiyasko... Dizi yapımcıları demiş ki illa bir çift mi basılsın istiyorsunuz? Alın size Prudence ve Jack... Puanım (-10).

10) Edwina & Anthony: Kitapta Edwina, Anthony'ye karşı hiçbir şey hissetmiyor. Hiçbir şey. Onun için hiçbir zaman üzülmüyor ve kız kardeşine bir metres muamelesi yapmıyor çünkü Edwina ve Anthony hiçbir zaman nişanlanmıyor! Durumun böyle çirkin bir şekilde değiştirilmesi diziyi neredeyse bırakmama neden oldu ama daha ne kadar rezil edecekler diye izlemeye devam ettim. Edwina ve Anthony'nin ilişki değişimine puanım (-10). Rezalet.

 Dizide değiştirilen daha pek çok nokta var. Yani kitabın plot twist'i değiştirilmiş diğerlerini neden değiştirmesinler ki? Çok kötü bir deneyimdi benim için. İkinci sezonu asla bir Bridgerton kitabının uyarlaması olarak değil sadece isimleri aynı olan karakterler için çekilmiş bir dizi olarak izleyin. Gerçekten çok mutluyum önce kitapları okuduğum için. İkinci sezon tam bir hayal kırıklığı ve rezalet. Yazar nasıl bu değişimlere izin vermiş aklım almıyor. Bir kitabın bu kadar rezil edilebileceğini düşünmemiştim. Puanım (-25) olmuş bakalım daha düşüğü gelecek mi? Kitabın her bir sayfasını parça parça, özenle ve emin adımlarla mahvetmişler. Bakalım üçüncü Colin ve Penelope'nin hikayesini nasıl mahvedecekler?


Bridgerton Kitap Serisi
1) Yüreğe Söz Geçmiyor (Yorum yazısı için tıklayınız.)
2) En Çok Beni Sev (Yorum yazısı için tıklayınız.)
3) Son Söz Aşkın (Yorum yazısı için tıklayınız.)
4) Rüyalar Gerçek Olsa (Yorum yazısı için tıklayınız.)
5) Sonsuz Sevgilerimle (Yorum yazısı için tıklayınız.)
6) Sana Muhtacım (Yorum yazısı için tıklayınız.)
7) Öpüşünde Saklı (Yorum yazısı için tıklayınız.)
8) Biz Evleniyoruz (Yorum yazısı için tıklayınız.)


Bridgerton Netflix Serisi

1) Bridgerton & Yüreğe Söz Geçmiyor (Yorum yazısı için tıklayınız.)
2) Bridgerton & En Çok Beni Sev


 Görüşmek üzere.❤  

Devamını Oku »