" Dünyayı fethedecek bir roman yazmak ne kadar zor olabilir? "
Kitap Fiyatı: ₺ 2,85 [ 06/09/2017 ] - Kitapyurdu
Kitabın başlangıç cümlesiydi bu. Aşk romanlarının unutulmaz yazarı Berkay Uysal, dünyayı fethedecek bir roman yazmaya karar veriyor ve başına gelmeyen iş kalmıyor.😁
Berkay Uysal yazdığı romanları beğenmeyen ama para kazanmak için bu tip romanlar yazmaya devam ediyor. Çünkü bu romanlar sayesinde eşi Zeynep ve kızı Müge ile maddi sorunlar yaşamadan güzel bir hayat sürüyorlar. Yazdığı romanlardan hoşlanmıyor, hatta aşk romanlarının unutulmaz yazarı olarak anılmak da canını sıkıyor ama yaşadıkları rahat hayatı değiştirmek istemiyor. Bu romanları yazmaktan duyduğu sıkıntıyı da bıçak koleksiyonuyla ilgilenerek atıyor. Unutulmaz aşk romanlarının yazarının bir bıçak koleksiyonu sahibi olması başta biraz garip gelse de kitabı okudukça bıçakların onu rahatlatma nedenini anlayabiliyorsunuz.
Dünyayı fethedecek roman olarak Batı'nın beğeneceği bir kitap yazmaya çalışıyor. Çünkü Batı, dünya demek bir nevi. Batı'nın beğendiği şeyler bütün dünyaya yayıldığı için böyle bir tavır takınıyor. Aslında ben Tuna Kiremitçi'nin burada biraz iğneleme, laf sokma yaptığını düşünüyorum. Oldukça haklı bir şekilde dünyanın Batı'dan ibaret olmadığını ima etmeye çalışıyor.
Batı'nın ilgisini çekmek için ise Anadolu'yu kullanmaya karar veriyor. Aslında Anadolu hakkında sığ düşünceleri olan bir yazar. Ancak Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ın izinden giderek Anadolu hakkında yazmaya karar veriyor.
Yakında 50 yaşına basacak olan Berkay biraz da bu yaşına kadar gerçek anlamda bir şeyler yapamadığını düşünüyor. Zaten 50 yaşında olmak onun için korkunç bir şey ve artık biraz da bu nedenle dünyayı fethedecek bir roman yazmaya karar veriyor. Abileri Turabi ve Celayir de kardeşlerinin 50. doğum gününde hapisten kaçınca olanlar oluyor.
Kitabın adında kullanılan ayrodinamik kavramı hakkında da ufak bir açıklama yapayım hemen. Ayrodinamik; katı kütlelerin havayla etkileşimi inceleyen bilim dalı. Zeynep bu kavramı hayattaki her şey için kullanıyor. Ayrodinamiği iyi olan kitaplar çok satanlara giriyor, olmayanları zaten Berkay yayınlamıyor. Ayrodinamik kelimesinin olayı da yüzeysel olarak bu.
Toplumda yer edinememiş iki abi ve bir sızıntı gibi sızarak toplumda yer edinmiş Berkay'ın hikayesi anlatılıyor. Abidin'in de toplumda yeri yok Berkay için. Oldukça da güncel bir roman. Yakın zamanda gerçekleşmiş olaylar anılıyor.
Kitapta her şey fazla ani oluyor. İnsana bir olayı sindirmek için herhangi bir fırsat vermiyor, hayat gibi. Büyük olaylar o kadar sade, abartısız ve sıradan anlatılıyor ki insan okumak için heyecanlanıyor. Dil çok gerçekçi ve insanın başını ağrıtmıyor. Ama öyle alelade bir metin de değil ki bence bütün bu özelliklerin bir arada yer alabilmesi muhteşem bir şey. Güzel bir kitaptı, çabucak bitti. Yer yer eğlenceli, yer yer düşündürücüydü.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤
Berkay Uysal yazdığı romanları beğenmeyen ama para kazanmak için bu tip romanlar yazmaya devam ediyor. Çünkü bu romanlar sayesinde eşi Zeynep ve kızı Müge ile maddi sorunlar yaşamadan güzel bir hayat sürüyorlar. Yazdığı romanlardan hoşlanmıyor, hatta aşk romanlarının unutulmaz yazarı olarak anılmak da canını sıkıyor ama yaşadıkları rahat hayatı değiştirmek istemiyor. Bu romanları yazmaktan duyduğu sıkıntıyı da bıçak koleksiyonuyla ilgilenerek atıyor. Unutulmaz aşk romanlarının yazarının bir bıçak koleksiyonu sahibi olması başta biraz garip gelse de kitabı okudukça bıçakların onu rahatlatma nedenini anlayabiliyorsunuz.
Dünyayı fethedecek roman olarak Batı'nın beğeneceği bir kitap yazmaya çalışıyor. Çünkü Batı, dünya demek bir nevi. Batı'nın beğendiği şeyler bütün dünyaya yayıldığı için böyle bir tavır takınıyor. Aslında ben Tuna Kiremitçi'nin burada biraz iğneleme, laf sokma yaptığını düşünüyorum. Oldukça haklı bir şekilde dünyanın Batı'dan ibaret olmadığını ima etmeye çalışıyor.
Batı'nın ilgisini çekmek için ise Anadolu'yu kullanmaya karar veriyor. Aslında Anadolu hakkında sığ düşünceleri olan bir yazar. Ancak Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ın izinden giderek Anadolu hakkında yazmaya karar veriyor.
Yakında 50 yaşına basacak olan Berkay biraz da bu yaşına kadar gerçek anlamda bir şeyler yapamadığını düşünüyor. Zaten 50 yaşında olmak onun için korkunç bir şey ve artık biraz da bu nedenle dünyayı fethedecek bir roman yazmaya karar veriyor. Abileri Turabi ve Celayir de kardeşlerinin 50. doğum gününde hapisten kaçınca olanlar oluyor.
Berkay Uysal, Natalie Portman takıntısı olan orta yaşlı bir adam. Her bölümde en az bir kere adı geçiyor. Yüzeysel romancılıktan derin bir yerlere inmeye çalışırken de hayallerindeki Natalie Portman onu teşvik ediyor. Karısı Zeynep de Natalie Portman ile yaşamaya alışmış ve Berkay'ın Natalie hakkındaki duygularını biraz da bıkkınlıkla umursamamayı öğrenmiş. Hatta o kadar Natalie Portman takıntılı bir adam ki kızının adını başta Matilda koymak istemiş. Bilenler bilir Matilda, Portman'ın canlandırdığı ilk efsane karakterdir.
Evi terk ettikten sonra şans eseri karşılaştığı insanlar sayesinde Berkay olmuş bir adam. Berkay aslında gerçek adı değil. Gerçek adı Abidin ve Abidin hayatla başa çıkamayacağı için Berkay olmuş, yani kendini korumak için. Yıllar sonra abileri tekrar karşısına çıktığında önce biraz afallasa da içten içe hala onları seven küçük bir kardeş Abidin/Berkay. Aile, ailedir. Anne babanızın ya da kardeşleriniz kim olacağını seçemezsiniz ve onları n'olursa olsun seversiniz. Bu sevgi şartlara göre büyür, küçülür ya da yok olur. Turabi de Celayir de ve hatta Abidin de kendi çaplarında birbirlerine yardım ederek aile olmaya çalışıyorlar.Kitabın adında kullanılan ayrodinamik kavramı hakkında da ufak bir açıklama yapayım hemen. Ayrodinamik; katı kütlelerin havayla etkileşimi inceleyen bilim dalı. Zeynep bu kavramı hayattaki her şey için kullanıyor. Ayrodinamiği iyi olan kitaplar çok satanlara giriyor, olmayanları zaten Berkay yayınlamıyor. Ayrodinamik kelimesinin olayı da yüzeysel olarak bu.
Toplumda yer edinememiş iki abi ve bir sızıntı gibi sızarak toplumda yer edinmiş Berkay'ın hikayesi anlatılıyor. Abidin'in de toplumda yeri yok Berkay için. Oldukça da güncel bir roman. Yakın zamanda gerçekleşmiş olaylar anılıyor.
Kitapta her şey fazla ani oluyor. İnsana bir olayı sindirmek için herhangi bir fırsat vermiyor, hayat gibi. Büyük olaylar o kadar sade, abartısız ve sıradan anlatılıyor ki insan okumak için heyecanlanıyor. Dil çok gerçekçi ve insanın başını ağrıtmıyor. Ama öyle alelade bir metin de değil ki bence bütün bu özelliklerin bir arada yer alabilmesi muhteşem bir şey. Güzel bir kitaptı, çabucak bitti. Yer yer eğlenceli, yer yer düşündürücüydü.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder