25.02.2017

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ ~ NANCY H. KLEINBAUM

  Kitap Fiyatı: ₺ 8,45 [ 06/11/2016 ] - Kitapyurdu 

Merhabalar efendim. Bu sefer -bence- herkesin mutlaka okuması gereken bir kitapla karşınızdayım. Ölü Ozanlar Derneği yine filmi daha sonra çıkmış bir kitap. Welton Akademisi'ne giden bir grubun hayatı anlatılıyor. Welton Akademisi Amerika'nın en iyi üniversiteye hazırlık okullarından birisi ve bu okula sadece erkekler gidiyor. Welton Akademisi'nin dört temel esası var: Gelenek, onur, disiplin ve mükemmellik. Yeni edebiyat öğretmenleri John Keating de bu okuldan mezun olmuş. Bu okuldan mezun olan başka birisi de yeni çocuk Todd Anderson'ın abisi. Todd Anderson çekingen, kendine güveni olmayan bir çocuk ve Welton Akademisi'ndeki ilk yılı. Abisi okulun en başarılı mezunlarından birisi ve bu yüzden insanların ondan da beklentisi oldukça fazla. Zaten çocuklarını Welton Akademisi'ne gönderen aileler genel olarak onların başarılarına odaklı ve çocukları adına geleceklerini planlamış durumda. Çocuklarına kendi gelecekleri hakkında söz hakkı vermiyorlar. Okulda zaten bu duruma uygun olarak oldukça sıkı bir denetim altında tutuyor çocukları. Bu bunaltıcı okulda yeni gelen edebiyat öğretmenleri çocuklar için yeni bir nefes oluyor. Okul şartlarının farkında olan Keating öğrencilerine hayatı gerçekten yaşamayı öğretmeye çalışıyor. Onlara gerçekten değerli olduklarını hissettirmeye çalışıyor. İlk önce ona hitap edişlerini değiştiriyor ve diğer öğretmenlerine seslendikleri gibi seslenmelerini istemiyor. Onun yerine ona " Oh Captain, my captain. " yani " Oh reis, benim reisim. " şeklinde hitap etmelerini istiyor ve bunu bile ufak bir başkaldırı olarak görüp bununla bile mutlu oluyor. Çünkü yapmaya çalıştığı şey çocuklara farklılıkların beraberken güzel olduğunu göstermek.


Bu okula gelen çocuklar kendi hayatlarında söz sahibi olmadığı için kendilerini değersiz hissetseler bile yeni gelen edebiyat öğretmenleriyle değerli olduklarını hissetmeye başlıyorlar. Ders çalışırken ellerinden kayıp giden hayatlarını fark ettiriyor onlara. Bu yüzden de " Anı yaşayın. Hayatlarınızı olağanüstü kılın. " diyor. Çünkü o okuldan mezun olan yüzlerce öğrencinin bir kopyaları olarak mezun olmalarını istemiyor. Ancak çocuklar anı nasıl yaşayacaklarını bilmiyorlar. Keating çocukları özgür düşünmeleri için cesaretlendiriyor. Onlara düşüncelerinin önemli olduğunu öğretmeye çalışıyor.


İçlerindeki en hayat dolu olan Neil Perry, öğretmenlerinin yıllık sayfasını buluyor ve Ölü Ozanlar Derneği'ni öğreniyorlar. Ölü Ozanlar Derneği; gizli bir topluluk, kızlı-erkekli bütün hisleriyle şiirlerin okunduğu bir dernek. Ölü kelimesi derneğe katılabilmek için ölü olmak gerektiği şartına yapılan bir göndermeymiş. Yani bu okulda okuyan öğrencilerin ölü gibi yaşadıklarına yapılan bir vurgu aslında. Zaten öğrenciler de okulu bir cehennem olarak görüyorlar. Bunu öğrendikleri akşam gizlice eskiden derneğin toplandığı mağaraya gidip Ölü Ozanlar Derneği'ni yeniden canlandırıyorlar.

Ailelerimiz, geleneklerimiz ve modern çağ tarafından koşullanmış durumdayız. Keating bu durumdan ancak sürekli yeni bir bakış açısı kazanmaya çalışarak kurtulabileceğimizi söylüyor. Tektipleşmenin önüne geçmek istiyor ve öğrencilerini de bu yönde yetiştirmeye çalışıyor. Herkesin aynılaştığı bir dünyada kim bunun için onu suçlayabilir? Tabiki bu durumdan memnun olan yöneticiler! Okul yöneticileri Keating'in öğrencilere farkındalık sağladığı derslerinden memnun değil. Onun öğrencilere özgür düşünmeyi öğretmesinden oldukça rahatsızlar. Ancak aralarında bir öğretmen oldukça ilginç bir yorum yapıyor ve onu hemen şöyle alta bırakıyorum.


Çocuklar, Ölü Ozanlar Derneği ile kendilerine Welton'dan, ailelerinden, öğretmenlerinden ve diğerlerinden uzak bir yuva buluyorlar. Burası hayal bile edemeyecekleri insanlar olabilecekleri bir yerdi. Ölü Ozanlar Derneği yaşıyordu, büyüyordu ve anı yaşamaya hazırdı. Keating'in onlara gösterdiği şekliyle hayatlarını yaşamak isteyen bu bir grup çocuk bu dernekle beraber en mutlu günlerini yaşıyor. Keating onlara başkalarının yanında kendi sesimizi dinlemenin ya da inançlarımızı korumanın çok zor olduğunu gösteriyor. Çünkü herkesin içinde bir kabul görme isteği vardır ve bu istek insanları çoğunluğun yaptığı şeyi yapmaya zorlar. Keating onlara aslında bunu yapmak zorunda olmadıklarını öğretmek istiyor.

Keating'e göre eğitim kendi adımıza düşünmeyi öğrenmek ve çocuklara da bunu aşılamak istiyor. İdealist bir öğretmen olduğunu söyleyebiliriz. Kendisi için bir ütopya kuruyor ve bunu elde etmeye çalışıyor Keating. Çocukları gerçekten hayata hazırlamak için uğraşıyor, onlara yaşamaları gereken bir hayatları olduğunu hatırlatıyor.

Hikaye o kadar gerçek ki insanın içine dokunuyor. Özellikle de geleceğimiz olan çocukların öğrenmeye değil hafızaya dayalı bir sınav sistemiyle hayatlarını belirlediğimizi düşünecek olursak aslında bütün bunlar bizlerinde yanıbaşında gerçekleşen olaylar. Belki Welton Akademimiz yok ama bunun yerine hem okula hem dersaneye giden bir de üstüne özel ders alıp günün on iki saati ders çalışan insanlar var çevremizde. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğinin farkında bile olmayan insanlar... En iyi yere gelebilmek için hayatlarının en iyi dönemini harcayan bu insanlardan biri olmadığım için gerçekten mutluyum. Çünkü her Türk evladı gibi bende belirli sınav dönemlerinden geçtim ve bu tip sıkı denetim altına girdiğim zamanlarda bile kendime özel zaman ayırmayı ihmal etmedim. Kendimi diğerleriyle yarışan bir makine olarak görmedim hiç. Bu yarışın saçma olduğunun hep farkındaydım, çünkü bu sınav insanları yeteneklerine göre değil hafızalarına göre sınıyor. Kitaba dönecek olursak eğer kısa ama ders dolu bir kitap. Yani öğretici yönü yüksek. Karakterlerin hepsi aramızda dolaşan insanlar çünkü.

Biraz filmden de bahsedelim. Öncelikle kitap kesinlikle daha güzel. 😁 Bence zaten kitap genelde daha güzel olur. Çünkü kitapta her şey kendi hayal gücümüzün ürünü, organik yani. Kitabı okurken herkes kendi filmini çekiyor. Ama filmi izlediğiniz zaman bu durum sınırlanıyor. Karakterleri dilediğiniz gibi hayal etme özgürlüğünüz elinizden alınıyor. Bu yüzden ben ilk önce kitabı okudum. 😁 Hemen ardından da filmi izledim. Bana göre filmde bazı şeyler eksik kalmış. Robin Williams tabiki muhteşem bir oyunculuk sergilemiş ama senaryoda bazı şeyler tam yansıtılamamış. Yani kitabı okumasam bu nerden çıktı şimdi diyeceğim şeyler vardı. Senaryosunu zaten kitabın yazarı yazmamış, ancak aslına sadık kalınmış. Ama yinede biraz eksik kalmış. Mesela bence kitapta özgür düşünce daha önemliyken filmde anı yaşamaya gereksiz bir vurgu yapılmış. Keating'in asıl amacı onlara özgür düşünmeyi öğretmek. Anı yaşama olayı bu yolda bir yöntem. Her neyse kısaca kitap daha güzeldi. 😁 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere. ❤






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder