Kitap Fiyatı: ₺ 19,50 [ 19/12/2016 ] - Kitapyurdu
Highlands' Lairds serisinin ilk kitabı olan Sır, İskoç Beyi Iain Maitland ve İngiliz kızı Judith arasındaki aşkı anlatıyor. Kitabı anlatmaya geçmeden önce serimizdeki kitapları belirtmek istiyorum:
1- Sır,
2- Fidye,
3- Aşk Seni de Vurur
Hikayemiz 12. yüzyılda geçiyor. İki küçük kızın İngiltere ve İskoçya sınırında her yıl yapılan şenlik esnasında tanışıyor. Bu iki küçük kız yılda bir kere buluşarak yıllar geçtikçe sağlamlaşan bir arkadaşlık ilişkisi kuruyor. İskoç kızımız Frances Catherine sınırda yaşıyor ve annesini doğum yaparken kaybetmiş. Judith ise bir İngiliz kızı ve annesi onunla ilgilenmiyor, aslında annesi ondan pek haz etmiyor. Judith, annesinin İskoçlara olan nefretini 11 yaşında babasının aslında bir İskoç olduğunu öğrendiğinde anlamlandırabiliyor.
Frances Catherine, Highland'de yaşayan Patrick Maitland ile evlenince iki arkadaşlık yılda bir kere birbirlerini gördükleri bu şenliklerde de görüşemiyorlar. Highland, İskoçya'daki dağlık araziyi belirtmek için kullanılan özel bir kelime. Frances Catherine sırf sınırda büyüdüğü için kocasının halkı tarafından hor görülüyor. Kız hamile kaldığında Judith'in yanına gelmesini istiyor. Judith, ona çocukken doğumunda yanında olacağına dair söz vermiş ve Frances Catherine onun sözünü tutacağından emin. Ancak Judith'in oraya gelmesi bile olay oluyor. Eğer Patrick'in abisi Iain Maitland bey olmasaydı Judith muhtemelen oraya da gelemezdi. Çünkü Maitlandler kendilerini diğer insanlardan soyutlayarak yaşayan bir halk, bir de üstüne İngilizlerle olan düşmanlıkları düşünülünce Judith'in gelmesi onlar için adeta bir kriz nedeni oluyor.
Ian Maitland ve üç savaşçısı kızı almak için İngiltere'ye gidiyor. Judith'in sözünü tutup onlarla gelmesini beklemiyorlar ama kız onları şaşırtıyor. Ian Maitland, tabiki de en iri, en kaslı ve en yakışıklı olan adam. Ailesine bile güven duyamayan Judith adamı görür görmez ona güvenmekte bir sakınca duymuyor. Zaten genellikle kızların aileleri problemli oluyor, bir klişe yani. Tabiki Iain da Judith'i beğeniyor, aslında Judith'i herkes beğeniyor. Herkes onu kendine istiyor, adeta bir kainat güzeli muamelesi görüyor. Burası kitabın beni biraz rahatsız etti, çünkü saçmaydı.😁
Kitapta yine bazı saçma durumlar vardı. Yani bu tip saçmalamaları artık bu yazarın romantikliğe düşkün olmasına veriyorum. Aslında aşk için romantizm zorunlu bir durum değildir, ama Julie Garwood'un böyle düşünmediği belli. Çünkü kitapta koskoca İskoç Beyi hemencecik kızın kırılan kalbiyle ilgileniyor, daha tanışalı bir gün olmamış. Üstelik bu kız bir de İngiliz. Üstelik beyimiz kızı daha yolda yani birkaç gün içinde sahipleniyor. Iain Maitland tabiki de çok güçlü ama yumuşak dokunuşlu bir savaşçı.
Judith ise hem cesur hem de utangaç. Aslında Judith genel olarak çelişkilerle dolu bir karakter ve bu durum beni rahatsız etti. Bahsettiğim şey yazar o an ne gerekiyorsa onu söylemiş gibi ve bunu sadece kızı mükemmel yapmak için yapmış ki bu çok itici bir durum. Yani halkı bile Iain'dan korkarken kız korkmuyor, bu saçma değil mi şimdi?😁 Ayrıca kadınlık gururundan da haberi yok. Yaptığı bazı şeyleri hiçbir kadının yapacağını düşünmüyorum. Adeta bir iyilik meleği olan Judith, saf ve masum kız olarak lanse edilmiş.
Kadınlarla vakit geçirmeyen ama onlara nasıl iltifat edeceğini bilen dünyalar düzgünü adamımız kendi arazilerine geldiklerinde adeta bir başkası oluveriyor. Halkının yanında sert davranmaya çalışıyor ama işine gelince de romantikleşmekte sorun görmüyor. Zaten halk da çok garip.😁 Sınırda da yetişmiş olsa bir İskoç olan Frances Catherine'i kabullenmiyorlar ama İngiliz olan Judith'i hemencecik kabulleniyorlar. Judith bazen çok akıllı, zeki bazende safın önde gideni oluveriyor. Karakterlerdeki bu çelişkiler beni benden aldı. Kendimi biraz aptal yerine konmuş gibi hissettim.
Kitaba adını veren sır zaten kitabın başında anlatılıyor ama kitabın son 50 sayfasına kadar karakterlerimize rahatsızlık vermiyor. Ben etkisini daha çok görmek isterdim ama yazarımız romantizme biraz fazla takmış durumda olduğunda onu küçük bir olay olarak aradan çıkarmış. Yani kitap kesinlikle mükemmel değil, her şeye rağmen kötü de değil. Özgün olan yanları var ve bu durum benim için Julie Garwood'u okuma listemde tutmak için yeterli. Kitaba 5 üzerinde 3.5 verebilirim sanırım. Bir sonraki kitapta görüşürüz. ❤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder