All Saints Lisesi Serisi:
1) Serseri Prens
2) Yaralı Şövalye (Yorum yazısı için tıklayınız.)
3) Angry God
"Ona buzdan kalbimi verdim, o da alıp önce eritti, sonra ısıttı, sonra yaktı ve en sonunda da hançerledi."
All Saints Lisesi serisi Sinners of Saints serisinde geçen karakterlerin çocukları ki bu 5 kitaplık bir seri yani bence iyimser bir şekilde en az iki kitap daha bu seriden gelmesi lazım; mesela kitabın baş karakteri Daria'nın kardeşi falan olabilir... Buralar biraz monologa döndü, en iyisi bu meseleyi burada bırakmak.😅
"Benim gibi on dördünde olan Via, olmak istediğim her şey."
14 yaşındaki Daria Followhill'in bakış açısı ile kitabımızın açılışını yapıyoruz. Annesinin bale kursunda kendini tabiri caizse bütün ördeklerin arasında çirkin ördek yavrusu gibi hisseden bir kuğu Daria. Çünkü onlar gibi uzun-ince değil ve onlar kadar da yetenekli olduğunu düşünmüyor. Via da bunu ona dibine kadar hissettiren o kız. Via, annesinin bütün ilgisini üzerine çekmiş durumda ve bunun ne kadar ciddi bir problem olduğunu ilerleyen bölümlerde göreceksiniz (tabi okursanız 😋).
"Kırık kalbimin parçaları o kadar küçük ki göğsümde toz ve külden ibaret gibiler."
Annesi Melody Green-Followhill'i daha kitabın başından sevmiyorum açıkçası. Onun yüzünden Daria kendini hep ikinci sınıf olarak görmüş. Her ne kadar dışından söylemese deVia'nın "üstünlüğünü" içten içe kabullenmek zorunda kalmış; çünkü annesinin bütün ilgisi onun üzerinde. Via'yı Kraliyet Bale Akademisi seçmeleri için bir haftalığına Londra'ya bile bizzat götürmüş. Hadi götür ama Daria'yı da al yanına mesela. Neyse... Daria, Via'nın kabul mektubunu annesinin çantasında bulduktan sonra mektup bir şekilde yok oluyor (spoiler vermemek için yırtınıyorumdur😂😂).
"Onu bulmak için dünyanın altını üstüne getirmek istiyorum ama dünya benim değil ki bunu yapabileyim."
Bir diğer başkarakterimiz Penn Scully ise Daria'yı hep uzaktan görmüş yıllarca ona karşı bir şeyler hissetmiş Via'nın ikizi. Daria ile ilk konuştuğunda da ona elindeki en değerli şeyi turuncu deniz camını veriyor. Ancak mektup ortadan kaybolduktan sonra Penn, Daria'dan nefret etmeye başlıyor ki bence Daria'nın bu konuda hiçbir suçu yok ve bu yüzden Penn'den çok hoşlanmıyorum. Mektup ortadan kaybolunca Via da evde yaşanan bazı olaylardan sonra evden kaçıyor ve aradan 4 yıl geçiyor.
"Kendimi ateşten korumanın tek yolu, daha büyük bir ateşin fitilini yakmaktı."
4 yıl sonra Penn'in tek ebeveyni olan annesi de ölünce çocuk sokakta kalıyor ve Via'ya karşı duyduğu vicdan azabı ile kimseye sormadan Penn'i evine alıyor Melody (benim için baya eksilerde bu kadın ve asla Daria'nın affını hak ettiğini düşünmüyorum). Daria amigo takımının kaptanı olmuşken Penn de en büyük rakipleri olan takımda bir futbol yıldızı. Annesinin duygusal yokluğunu kendisinden 20 yaş büyük Müdür Prichard ile kapatmaya çalışan bir Daria var artık karşımızda.
"Bunun üzerine ben hariç masadaki herkes kahkaha atmaya başlıyor ve böylece buzların kırıldığını duyuyorum. Sorun şu ki ortada iki tane buz dağı var. Onlar birinin üzerindeyken ben diğerinin üzerinde onlardan uzağa sürükleniyorum."
Daria, etrafındaki herkesin kendisinden bir şekilde üstün olduğunu düşünen bir karakter -ki bunu ölse sesli dile getirmez- çünkü annesi Daria hariç herkese karşı çok ilgili. Penn eve girdikten sonra aileye Daria'dan çok daha iyi uyuyor ve Daria kendisinin dışa itildiğini hissediyor. Kimse de ona yer açmayı düşünmüyor. Çok sevdiği babası bile çok pasif bir şekilde Daria'yı savunuyor bence. Yani kimse Daria'ya hak ettiği değeri vermiyor ve onun da içi daha çok kin ve öfke ile doluyor. Aslında Daria'nın öfkesi bu dünyada onu yalnız hissettirenlere.
"Sen böyle seviyorsan..." Başını sallıyor. "O zaman senin sevgini istemiyorum, Penn Scully.
Penn de bir süre sonra Melody'nin Daria'ya karşı olan davranışlarından rahatsız olmaya başlıyor ve ikilinin ilişkisi (olumlu anlamda) ilerlemeye başlıyor. Tam o sırada Penn'in 2 yıllık bir sevgilisi ve bebeği ortaya çıkıyor ve bir de üstüne Via geri gönüyor hem de fırtına gibi (plot twist).
"İsteri sana hiç yakışmıyor, Kurukafa Gözlü. Nereye gidiyoruz?"
"Bilmiyorum."
"En sevdiğim yer."
Serseri Prens 24 saatte tükettiğim kitaplardan biri oldu (ki kitap da duygudan duyguya geçişle beni de tüketti). Instagram hesabımı takip edenler/görenler bilir yüksek lisans yapıyorum ve tez aşamasındayım. Tezim için kitap okurken bile içimden "Off, keşke şimdi eve gidip Serseri Prens'i okuyabilsem," diye düşünüp duruyordum. Ama tabiki oturup çalışmaya devam ettim...
"Kendimi kimsenin aramaya zahmet etmediği, halının altında unutulmuş bir yapboz parçası gibi hissediyorum."
Daria'nın duygularının çok iyi bir şekilde somutlaştırıldığını düşünüyorum. Çok sürükleyici ve güzel yazılmış bir kitaptı benim için. Dinamik hiç düşmüyor. Çok dram dolu bir kitap olmasına karşın çok da gerçekçi bence en azından sıkı bir Reddit okuru olarak böyle düşünüyorum 😂😂. Hemen Yaralı Şövalye'ye başlayıp onun da yorumuyla geleceğim en kısa zamanda ve tabi bu arada Angry God kitabının da çevirisini beklemekteyim.
Kitap Fiyatı: ₺ 57,50 [ 06/05/2023 ] - KitapYurdu
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder