Kitap Fiyatı: ₺ 6,08 [ 11/11/2016 ] - Kitapyurdu
İlhami Algör'ün 2005 yılında yazdığı Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku kitabı filme uyarlanmış bir kitap. Ancak ben kitabı filmi izlemeden okudum yani herhangi bir kıyas yapamayacağım. Kitabın başında Müzeyyen'in ayrılışıyla ruhu kaybolmuş bir adamı görüyoruz. Kitap zaten genel olarak monologlardan yani iç konuşmalardan oluşuyor ancak yazar bu iç konuşmaların aslında Müzeyyen'le yapıldığını belirtiyor. Yani aslında karakterimiz hala Müzeyyen'den tam olarak ayrılabilmiş değil. Avaramu kelimesinin kitapta önemli bir yeri var. Avaramu; avare, başıboş anlamlarına geliyor ve karakterimiz bu kelimeyi kendini tanımlarken kullanıyor. İlhami Algör'ün betimlemelerine hayran kalmamak elde değil. Yaptığı betimlemelerle insanı kitabın içine sokuyor ve karakterin geçtiği sokaklardan geçiyor, onun yaşadığı duygu durumlarını yaşıyorsunuz. Eğitim sistemini örnek göstererek bazı şeylere sonradan alışıldığını aslında genlerimizde olmadığını söylüyor ve " Şimdi devrik ve devirsizdik. " cümlesi ile tektipleşmeye ve küreselleşmeye vurgu yapıyor. Karakterimiz Müzeyyen'e hayran. Çünkü Müzeyyen çok zeki, özgür ruhlu, baskıların altında ezilmeyen bir kadın. Kahramanımız Müzeyyen'i o kadar iyi tanıyor ki artık bir bakışından bile ne hissettiğini, ne düşündüğünü anlayabiliyor ve bize nerede böyle adamlar dedirtiyor. Müzeyyen'in değiştiğinin farkında olan karakterimiz, kitabın sonlarına doğru eski günlere dönmek istiyor, kendini oraya ait hissetmiyor. Zaten adamımız çok düşünen, hassas bir adam. Kitap aslında Müzeyyen'in öteki oluşunu anlatıyor ve bunu o kadar mükemmel bir şekilde yapıyor ki kitap bittiğinde sanki
İlhami Algör'ün 2005 yılında yazdığı Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku kitabı filme uyarlanmış bir kitap. Ancak ben kitabı filmi izlemeden okudum yani herhangi bir kıyas yapamayacağım. Kitabın başında Müzeyyen'in ayrılışıyla ruhu kaybolmuş bir adamı görüyoruz. Kitap zaten genel olarak monologlardan yani iç konuşmalardan oluşuyor ancak yazar bu iç konuşmaların aslında Müzeyyen'le yapıldığını belirtiyor. Yani aslında karakterimiz hala Müzeyyen'den tam olarak ayrılabilmiş değil. Avaramu kelimesinin kitapta önemli bir yeri var. Avaramu; avare, başıboş anlamlarına geliyor ve karakterimiz bu kelimeyi kendini tanımlarken kullanıyor. İlhami Algör'ün betimlemelerine hayran kalmamak elde değil. Yaptığı betimlemelerle insanı kitabın içine sokuyor ve karakterin geçtiği sokaklardan geçiyor, onun yaşadığı duygu durumlarını yaşıyorsunuz. Eğitim sistemini örnek göstererek bazı şeylere sonradan alışıldığını aslında genlerimizde olmadığını söylüyor ve " Şimdi devrik ve devirsizdik. " cümlesi ile tektipleşmeye ve küreselleşmeye vurgu yapıyor. Karakterimiz Müzeyyen'e hayran. Çünkü Müzeyyen çok zeki, özgür ruhlu, baskıların altında ezilmeyen bir kadın. Kahramanımız Müzeyyen'i o kadar iyi tanıyor ki artık bir bakışından bile ne hissettiğini, ne düşündüğünü anlayabiliyor ve bize nerede böyle adamlar dedirtiyor. Müzeyyen'in değiştiğinin farkında olan karakterimiz, kitabın sonlarına doğru eski günlere dönmek istiyor, kendini oraya ait hissetmiyor. Zaten adamımız çok düşünen, hassas bir adam. Kitap aslında Müzeyyen'in öteki oluşunu anlatıyor ve bunu o kadar mükemmel bir şekilde yapıyor ki kitap bittiğinde sanki
Müzeyyen bizi terk etmiş gibi bir hüzne kapılıyorsunuz.
BONUS: