" "Ancak her şeyini kaybettikten sonra" diyor Tyler, "canının istediğini yapmakta özgür olursun." "
Dövüş Kulübü, kapitalizme karşı duruşuyla kapitalist dünyanın en popüler ürünlerinden biri haline dönüşmüş bir yapıttır. Önce kitap haliyle okuyucuya sunulmuş, ardından filmi çekilip popüler bir ürüne dönüşmüş ve defterleri, tişörtleri vs sunulmuş tüketiciye. Böylece karşı durduğu kapitalist kültürün içinde bir ürün olmuş.
" Bütün umutlarınızı kaybetmek özgürlüktü. "
Filmde Edward Norton olan ama kitapta adını öğrenemediğimiz karakterimiz 2 yıl önce uyuyamadığında psikoloğunun seninki de dert mi tavrından sonra gerçek dert neymiş öğrenmek için dayanışma gruplarına gitmeye başlıyor. Bir de bakıyor ki artık uyku sorunu yaşamıyor. Her gün için bir dayanışma grubuna gidiyor ve ağlıyor iki yıldır. Ölüm düşüncesi uykusunu getiriyor ve onu rahatlatıyor. Sonra bir gün erbezi kanseri dayanışma grubunda Marla ile tanışıyor. Marla da onun gibi bütün dayanışma gruplarına gidiyor ve karakterimiz onun bakışları altında ağlayamıyor.
" Sevdiğimiz insanlar hakkında bilmek istemediğimiz o kadar çok şey var ki. "
Kendimiz hakkında bile bilmediğimiz o kadar çok şey var ki... Tyler ile çıplaklar plajında tanışıyorlar ve iş seyahatindeyken nedeni belirsiz bir nedenle evi patlama ile yok oluyor. O güne kadar özenle aldığı eşyaları, döşediği evi yok oluyor bir anda. Patlamadan sonra da Tyler'ın yanına taşınıyor ve yakınlaşmaya başlıyorlar. Tyler daha uçlarda yaşayan haylaz bir karakter. Kapitalizmin kozasından kurtulmaya çalışıyor bir nevi. Bu uğurda da kitlesel hareketler başlatıyor.
" Marla'nın hayat felsefesi, bana söylediğine göre, ölmeye her an hazır oluşu. Marla'nın hayatındaki trajedi ise ölmüyor oluşu. "
Marla Singer topluma uyum sağlamayı beceremeyen bir genç kadın. İntihar etme girişiminde bulunduğunda Tyler'ın onu kurtarmasıyla iyice dahil oluyor karakterimizin hayatına. Çünkü o geceden sonra Marla, Tyler'ın sevgilisi oluyor.
" Bu noktada, Tyler'ın benim rüyam olmadığından emin olamıyorum.
Ya da belki, ben onun rüyasıyım. "
< Kitabı okumadıysanız ya da mucizevi bir şekilde filmi izlemediyseniz, SPOILER >
Tyler ve adsız karakterimizin aynı kişi olduğuna dair kırıntılar kitabın her yerine bırakılmış. Eğer filmi izlememiş olsaydım da adsız karakterimizden önce durumu anlar mıydım? Kesinlikle. İlk dikkatimi çeken şey de Tyler'ın yaptıklarıyla ilgili bildiği detaylar. Hatta 25. sayfada şöyle bir cümlesi de var: Bunu biliyorum; çünkü Tyler Durden biliyor.Yani daha en başından ipuçları bırakılmış okuyucuya. Marla ve Tyler'ı asla aynı odada görmüyor, Tyler kendisinden kimseye bahsetmemesini istiyor vs.
" Hangisi daha kötü, cehennem mi, hiçlik? "
Tyler, adsız karakterimizin sıkıldığı kusursuz dünyasından bir çıkış yolu. Onun aykırı karakteri tüketim toplumuna bir isyan aslında. Ancak yine kapitalizmin "kucaklayıcı" politikası ile bu isyan da bir ürüne dönüştürülmüş. Kapitalizm, ondan nefret edenleri bile sarmalayan, onlar için bile satacak bir ürün üretir. Yani aldığınız o dövüş kulübü posteri, defteri, tişörtü vs aslında tam olarak da kitapta kaçınılmak istenen durum.
" "Biz tarihin ortanca çocuklarıyız. Bizi bir gün milyoner olacağımıza, film yıldızı, rock yıldızı olacağımıza inandıran televizyon programlarıyla büyüdük; ama bunların hiçbirini olamayacağız. Ve bu gerçek kafamıza ancak dank ediyor" diyor Tyler. "O yüzden bize karşı dikkatli ol." "
Bende çoğu insan gibi ilk önce filmi izleyenlerdenim. Zaten filmi izlememiş olmak gerçekten bir mucize. Filme bayılmıştım. Kitabı da çok sevdim, hatta tabiki filmden daha çok. Adsız bir karakter ve onun kafa karşıklılıkları çok güzel anlatılmış. Karakterin adsız olması bile bir onun sıradan, ortalama bir vatandaş olmasına vurguydu diyebilirim. Yani yazarın bu karakterin adı olmasın, dikkat çeker diyerek yazdığını düşünmüyorum. Film mi kitap mı derseniz, her ikiside derim. Yani toplumsal eleştirilere sahip bir kitap arıyorsanız filmi izlediyseniz bile okuyun.
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤