21.01.2017

THE ORİGİNALS YÜKSELİŞ ~ JULİE PLEC

   Kitap Fiyatı: ₺  11,37 [ 06/11/2016 ]  - Kitapyurdu 

  En bi sevdiğim dizinin kitabıyla karşınızdayım : The Originals! Aslında kitabın diziyle bir alakası yok. Kitap 18. yüzyılda geçiyor, dizi ise günümüzdeki hallerini anlatıyor. Karakterlerimiz vampir olduğu için bu durum garipsenmiyor tabiki. Kitabın yazarı Julie Plec aynı zamanda dizinin de yaratıcısı ve senaristi. The Originals dizisi The Vampire Diaries dizisinin yan dizisi olarak başlamış olsa bile benim için boynuz kulağı geçti. 😁 The Originals Anlatılmamış Hikaye serisi üç kitaptan oluşuyor ve son kitabı da yakın zamanda dilimize çevirilerek seri tamamlandı. Dizi ise hala devam etmekte ve mart ayında dördüncü sezonuna başlayacak. İlk kitap olan Yükseliş de Mikaelson ailesinin 1722 yılındaki maceralarını anlatıyor. Hemen aile ağacını alta bırakıp kitabı anlatmaya başlıyorum.


Esther Mikaelson çok güçlü bir cadı ve ailesini kurt adamlardan korumak için onları vampire dönüştürüyor. Kurt adamlar ile vampirler arasındaki düşmanlığın nedeni de Esther'in bir kurt adamla Mikael'ı aldatması. Kocası Mikael, Niklaus'un gerçek babası değil ve bu yüzden Mikael ondan da nefret ediyor. Zaten vampire dönüştüğü için Mikael, dönüştürdüğü için de Esther pişman oluyor. Çocuklarının birer canavara dönüştüğü, hayatlarını kurtarmanın korkunç bir hata olduğu inancıyla onlara sırtını çevirmiş ve Mikael bir vampir olarak vampir avcısı olmuş. 


Ailemiz köken vampir olduğu için ölüm onlara uğramıyor ancak Klaus'un hançerleri onları donduruyor ve böyle durumlarda tabuta kaldırılıp yanlarında gezdiriyorlar. Mikaelson kardeşler bin sene önce verdikleri " Her zaman ve sonsuza kadar. " sözünü tutmaya çalışıyor. 


   Öncelikle Finn ve Kol'un adı kitapta bir ya da iki kez geçiyor. Çünkü kendileri Klaus'u kızdırmış ve hançerlenmiş durumda tabutlarında yatıyor. Zaten Klaus kızdığı zaman kardeşlerini bu hançerlerle tehdit ediyor. Çünkü Klaus yarı üvey kardeş olduğu için bu ailenin bir parçası olmadığına dair bir inanca sahip ve bu da köken vampirlerimizi bölüp tehlikeye atıyor. Bela her zaman Klaus'un olduğu yerde. Bazen pervasızlığı bazen hırsları ailemizin başını belaya sokuyor. Elijah bir baba gibi kardeşlerini koruyup kollamaya çalışıyor. Aslında hepsi birbirini koruyup kollamaya çalışıyor ama Elijah bunu daha asil daha uzlaşmacı yollarla yapmaya çalışıyor. Elijah uyum sağlamak ve iyi geçinmek konusunda oldukça başarılı.


  Mekanımız New Orleans. Köken ailemiz 9 yıl kadar önce gelmiş aslında buraya ancak Mikael'dan kaçtıkları için çok göze batmamaya çalışıyor ve şehirde huzurlu bir şekilde yaşamak için cadılarla anlaşma yapıyorlar. Vivianne buradaki cadı-kurt adam melezi olarak şehirdeki barışı sağlamak için bir kurt adam ile evlenmek üzere. Tam da bu sırada Niklaus kıza gönlünü kaptırıyor ve ipler burada kopuyor. Çünkü Elijah tam şehirde kendilerini üstünlük sağlamak için planlar yaparken Klaus bunları bilinçsizce bozuyor. Gerçi bilse de bozardı muhtemelen, çünkü kendisi emir almaktan ve başkalarının planına uymaktan pek haz etmiyor.

  Cadılar bile her ne kadar büyüye saygı duysa da onları vampir yapanın bir büyü olduğunu unutarak 'lanetli' varlıklar olarak lanse ediliyorlar. Bu yüzden yıllardır yaşadıkları şehirde kendilerine ait bir evleri bile yok. Bu yüzden de şehirde güç kazanmaya odaklanıyorlar. Elijah kendileri için arazi bakarken Rebekah da insan ordusundaki yüzbaşıyı tavlayarak bir insan ordusu ( böyle söyleyince de bir garip oluyor 😁 ) elde etmeye çalışıyor. Niklaus ise kendisinin deyimiyle bir imparatorluk kurma peşinde bambaşka planlar yapıyor. Aslında Klaus kitapta daha çok aşık yönüyle ön planda. Onu rahatlatan ve sakinleştiren tek şey resim yapmak. Resimlerini bile aşkıyla yapıyor. Bu kadar acımasız bir adamın böyle bir aşık olacağını düşünmüyor insan. Rebekah da aşık oluyor ve bazen bu aşka çok fazla kapıldığını düşünüyorsun. Klaus bu duruma sinirlenip Rebekah'yı gümüş hançerle tehdit ediyor, yani durum ciddi biraz. Aslında Klaus bence ailesinin başkalarını sevmesinden hoşlanmıyor. Kendini diğerlerinden daha üstün görüyor, narsizm var yani. Kitapta öyle bir yer var ki diziyi izlemesem orada Klaus'tan kesin nefret ederdim. Klaus sevgili aşkı Vivianne'in mutluluğunu Rebekah'nın mutluluğundan üstün tutuyor bir yerde. Ancak kitabın sonunda görüyoruz ki sadece kardeşini kızdırmak için yaptığını anlıyoruz. Zaten Vivianne istediğini yapmayınca da büyük bir hayal kırıklığı ile ondan vazgeçiyor. Sonuç olarak kardeşler birbirlerini ne olursa olsun koruyorlar ve bin sene önce verdikleri sözü tutuyorlar, her ne kadar zor olsa bile.


 Kitap gayet sürükleyici, komik. Özellikle Rebekah çok tatlı. Elijah da oldukça onurlu, asil bir adam. Plec'in dizi için bu kadar mücadele etmesine değdiğini düşünüyorum. Kitap da gayet güzel olmuş zaten. Televizyondan tanıdığım karakterlerin öncesini anlatan bir kitap beni onlara daha da yakınlaştırdı. Aralarındaki bağı daha da anlamlı hale getirdi. Ancak kitap az geldi, yani biraz daha bir şeyler olmasını bekliyor insan ama hemencecik bitiveriyor. Neyseki iki kitabı daha var. Bir sonraki kitapta görüşmek üzere. ❤

AİLE GÜÇTÜR.
Köken vampir ailesi bin sene evvel birbirlerine bir söz verdi. Her zaman ve sonsuza dek bir arada kalacaklardı. Ama verilen sözleri tutmak ölümsüzken bile kolay değildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder