29.08.2021

UNUTMA BİÇİMLERİ ~ MARC AUGÊ

 " İçinde bulunulan zamanın, şu anın ve bekleyişin tadına varmak için unutmayı bilmek gerekir; ancak unutmak bellek için de bir ihtiyaçtır: Uzak geçmişe ulaşabilmek için yakın geçmişi unutmak gerekir. "

 Unutmak aslında hem toplum için hem de birey için bir ihtiyaçtır. Unutmanın faydasını anımsamakta, bireyin ürettiği esere bilinçsizce yansıtmasında görüyor Marc Augê. Belleği küçümsemek amacıyla unutmayı övmediğini de belirtiyor ayrıca. Ancak kötü bir bellek sizi yanıltabilirken bir ânı unutup anımsarsanız ya da size çağrışımlar yaparsa daha faydalı olacağı görüşünde. Yazar bireysel ve toplumsal yaşamın en önemli kurmaca işlemcisinin unutma olduğunu savunuyor.

" Şimdiki zamanda kalmak için unutmak, ölmemek için unutmak, sadık kalmak için unutmak gerekir. "

 Afrika kabilelerindeki deneyimler ve Monte Kristo ile savını destekleyen Marc Augê, unutmanın üç figürünü de onların üzerinden anlatıyor. Nedir bu üç figür? Geriye dönme, erteleme ve yeniden başlama. Geriye dönme figürü, şimdiki zamanı ve yakın geçmişi unutarak kaybolmuş geçmişi bularak bir süreklilik sağlama amacındadır. Erteleme figürünün amacı ise şimdiyi yeniden bulmaktır. Yeniden başlama figürü geçmişi unutarak geleceği yeniden bulmak amacındadır. Sonuç olarak unutma için bütün zamanlar şimdiki zamandır.

" Aşkı ölümün etkisine terk eden şey, unutma ve gelecek takıntısıdır; çünkü, seven insan bir gün artık sevmez olacaktır ve bu onun açısından "bir tür ölüm" demektir. "

 Unutma Biçimleri bir şeyi ya da birini nasıl unutacağınızı anlatmıyor, unutma kavramını açıklıyor. Kısa ve yoğun bir kitap. Açıkçası konusu çok ilgi çekici olmasına rağmen üslup bana oldukça sıkıcı ve yorucu geldi. Hatta yazarın diğer kitaplarına da göz attım ve ilgimi çeken konuları olduğunu fark ettim, ancak üslup nedeniyle okumak konusunda kararsızım. Sanırım bir kitap daha okuyup ardından yazarın üslubuyla ilgili kararımı vereceğim.


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

22.08.2021

BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ ~ VICTOR HUGO

" Kürek mahkumiyeti yerine giyotin sehpasını, cehennem yerine hiçliği, boyunduruk yerine boynumu giyotinin bıçağına teslim etmeyi yeğlerim. "

  Kitap Fiyatı: ₺  6,30 [ 07/08/2018 ]  - Kitapyurdu      
 
 Upuzun bir önsöz karşılıyor bizi kitabın başında. Hemen ardından da Trajedi Hakkında Bir Komedi başlığıyla orijinal önsözü geliyor ve böyle toplam 41 sayfa önsözümüz oluyor. Oyunda metnin ilk baskısında adının olmadığı söyleniyor. Bu yüzden de yazarın kitabı yayınlarken çekindiğini düşünebiliriz. Önsözünde toplumun kitaba verdiği tepkiler de yazıyor ve kimse kitabı hoş karşılamamış gibi görünüyor.

 " İnsan içinde bulunduğu umutsuz koşullarda bazen bir zinciri bir saç teliyle koparabileceğini sanır. "

 Ağustosta güzel bir sabah. Mahkum böyle güzel bir günde idam cezası verilebileceğine inanmıyor ve bu yüzden de umut dolu. Ancak işler umduğu gibi gitmiyor ve idam cezası alıyor. Mahkumun psikolojisi, geride bıraktıkları, bir mahkum olarak yaşadıkları, düşünceleri gerçekçi bir şekilde metne aktarılmış. Mahkumun suçunu hiç öğrenemiyoruz, öğrendiğimiz tek şey mahkumun gerçekten suçlu olduğu. Ancak muhtemelen burada dikkatleri suçun üzerine çekmemek için suçunu hiç açıklamıyor okuyucuya. Çünkü önemli olan ya da tartışılması gereken suçu değil artık Victor Hugo'ya göre, idam cezası.

 " Bu şehirde, bu saatte ve buradan uzak olmayan bir başka sarayda, her kapısında nöbetçileri olan, sen ne kadar aşağıdaysan onun o kadar yukarıda olması dışında aranızda hiçbir fark bulunmayan ve bütün toplumun içinde senin gibi kendini farklı hisseden bir adam var. "

 Bir idam mahkumunun çaresizliğini, küçük detaylarda bulduğu umutlarını, en kötü günlerinde hatırladığı güzel anılarını, ne zaman öldürüleceğinden neredeyse emin olarak yaşamanın hissini hümanizme selam çakarak anlatmış yazar. (Ancak benim açımdan gerçek şu ki bazı suçlular hümanist yaklaşımı hiç hak etmiyor.) Bence suçun verilmemesi kitabın çok büyük bir eksikliği. Mahkum bir çocuk tacizcisi olsaydı günümüz okurlarından elde ettiği empatiyi hiçbir şekilde elde edebileceğini sanmıyorum.

" Yok ettikleri insanın bir zekası, hayata güvenen bir aklı, ölüme hazır olmayan bir ruhu olduğunu hiç düşünmemişler midir? "

 Mutlaka okunması gereken, tek solukta biten muhteşem bir kitap Bir İdam Mahkumunun Son Günü. İdam cezasının ne kadar hassas bir ceza olduğunu ve ne kadar dikkatle yaklaşılması gerektiğini anlatıyor okuyucuya. Size idam cezası almış bir mahkum olduğunu hissetiriyor Victor Hugo. İdam cezasını tartışmadan önce kesinlikle okunması gereken bir metin olduğuna inanıyorum.


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

15.08.2021

BAŞKA DİLDE AŞK ~ MIA SHERIDAN

" Bana bakan bu güzel ve sessiz adama aşık oluyordum. Tabii çoktan olmamışsam. "

   Kitap Fiyatı: ₺  28,88 [ 04/02/2021 ]  - Kitapyurdu   

 Archer Hale çocukken boğazından vurulduğu için konuşma yetisini kaybetmiş, kasabanın utangaç ve sessiz bir bireyi. Tıpkı Tolstoy'un da söylediği gibi kasabaya bir yabancının gelişiyle Archer'ın muhteşem hikayesi başlar. Bu yabancı onun hayatını baştan aşağı değiştirecektir. Archer 23 yıl boyunca izole bir hayat yaşamış, ta ki Bree onu bulana kadar.

" Hüzün, boğucu ve klostrofobik hissettiriyordu. Kaçmaya ihtiyacım vardı. "

 Bree Prescott, yaşadığı kötü olaylardan kaçmak için ailesiyle gerçekten son kez mutlu olduğu yere, Archer'ın yaşadığı kasabaya, gider. Klasik bir şekilde Archer ile yolda birbirlerine çarpınca Bree'nin eşyaları etrafa saçılır ve Archer ona yardım eder. Burada tuhaf bir çekim hisseder Bree, ancak Archer konuş(a)madan onu bırakıp gider. 

" Bu evde nasıl sessiz olabileceğimi biliyordum. Bu evde nasıl sessiz olunacağını bilmem önemliydi. "

 Archer kendi halinde kimseyle ilgilenmeyen, uzun saçları ve sakallları ile boğazındaki yarayı saklayan silik bir gençtir. Çocukken annesini sürekli döven bir babası, üstelik öldüğü gün onun gerçek babası olmadığını öğrendiği adam, ona zorbalık eden bir kuzeni varmış. Bu kuzen aslında onun üvey erkek kardeşi. Annesi Alyssa ve amcası Connor birbirini seviyormuş ancak kavuşamamışlar. (Nedeni kitapta açıklansa da ben biraz saçma buldum doğrusu.) Bir şekilde Alyssa Connor'ın erkek kardeşiyle evlenmek zorunda kalmış. (Bu arada Connor ve diğer iki erkek kardeşi de Alyssa'ya deliler gibi aşık.🙄) 

 " Annesinden beri ona kimse şefkatle dokunmuş muydu? "

 Alyssa evlenince Connor da gidip kasabadaki zorba bir kızla evlenip kendi hayatını kurmaya başlıyor ve Travis dünyaya geliyor. Connor, Alyssa ve Archer için kendi karısı ve oğlunu geride bırakıp onlarla kaçıp gitmeye karar veriyor. (İğrenç.😖Boşanmak diye bir şey duymamışlar mı yani? Hadi karını bırakıyorsun da çocuğunu bırakıp gitmeye yüreğin nasıl elveriyor??? Ayrıca Alyssa nasıl bir insan da bir çocuğun babasını alıp gitmekte sakınca görmüyor???) Hale ailesi aynı zamanda kasabanın da sahibi olduğu için Connor ve kardeşleri ölünce kasaba Connor'ın zorba karısı Victoria'nın eline geçiyor.

" En kötüsü ise kalbimin her bir parçasıyla, kırılmış, değersiz hissettiren kısımlarıyla bile onu şiddetle sevdiğimi bilmemdi. Belki de en çok o kısımlarımla. "

 Bree'nin babası sağır olduğu için Bree işaret dili biliyor. Archer da, kimseyle konuşmamasına rağmen, kitaplardan işaret dili öğrenmiş. (Bu arada Archer inanılmaz zeki.) İlk karşılaşmalarından sonra Bree takıntılı bir sapık gibi etrafta Archer hakkında sorular sormaya ve onu araştırmaya başlıyor.😁 Bu arada bir de Archer'a zorbalık yapan Travis ile bir randevuya çıkıyor ancak ilişkileri ilerlemese de Travis kızın peşini bırakmıyor. Sonradan öğreniyoruz ki kızımızın en yakın arkadaşlarından birisi de ona aşıkmış ve sonra oturup düşünüyoruz: Bu kızın peşinde neden bu kadar çok erkek var?🤔

 " Uzun bir süre öylece durup kendimi ufacık hissederken Bree'nin gittiğini hayal ederek nasıl nefes alacağımı hatırlamaya çalışıyordum. "

 Biraz pembe dizi tadında bir hikayesi var. Archer'aa dair çok küçük ve tatlı detaylar verilmesi hoşuma gitti. Ancak anlatım biraz basit geldi bana. Belki biraz daha özenli olsa ve dram katmak için abartılan geçmiş hikayeleri bir gözden geçirilse çok güzel ve farklı bir kitap olabilirmiş. Hikaye o kadar karmaşıktı ki anlatım basit kalmış. Bu haliyle de fena bir kitap değil doğrusu, tatlı bir aşk hikayesi olarak okunabilir. 

 

 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »

8.08.2021

HİÇBİR ŞEY BİZİ BİR ARADA TUTAMAZ (DEDİKODUCU KIZ 08) ~ CECİLY VON ZİEGESAR

 Mayıs ayı neredeyse bitmiş, haziran ayı kapıya dayanmıştır. Mezuniyet kapıda! Akıllardaki en büyük soru ise: Mezuniyet töreninde kim konuşmacı olacak?

" Elinden geleni yapmıştı. Kaderi başka bir insanın ellerindeydi. "

 Riverside Prep'in (erkeklerin okulu) tek konuşmacı adayı Daniel Humphrey iken Constance Billard'da (kızların okulu) işler biraz daha karışık. Serena ve Blair yine Serena'nın istemediği bir çekişmenin içinde.

" Bir elbise satın almak gibi yapılması gereken çok daha önemli işler varken neden o ikisinden nefret ederek boşa zaman harcayacaktı ki? "

Blair yeni çiftimiz Serena ve Nate'e çok çok çok kızgın. Nate ise iyice uyuşturucuya bağımlı olmuş. Serena ve Nate de sırf Blair onları yakaladığı için sevgili oldukları halde aralarındakinin anlamsız bir şey olmadığını ispatlamak istiyor. Çünkü ikisi de Blair'i anlamsız bir şey için incitmeyecekelerini göstermek istiyor. Oysa gerçekte ilişkileri pek de iyi gitmiyor.

" Bir kez olsun neden başkaları onu kurtarmıyordu? "

 Blair, Brooklyn'deki hayatından sıkılıyor ve Vanessa ile olan dairesinden taşınıp Yale Kulüp'te kalmaya başlıyor. Yale'den yeni mezun olan ve Prenses Diana'nın cenazesine bile katılmış olan Lord Marcus Beaton-Rhodes ile de burada tanışıyor. Lord Marcus onu biraz da olsa sürekli olarak Nate ve Serena'nın ilişkisini düşünmekten uzaklaştırıyor ve Blair'e hayallerinin gerçek olma ümidini veriyor.

" Oysa Jenny şimdi işte orada oturmuş, babasının elinden tutuyor, aslında seneye kendisine neler olacağını merak etmesine rağmen tamamen sakin ve akli dengesi yerindeymiş gibi görünmeye çalışıyordu. "

 Jenny, bütün bunlar olurken bir sonraki yıl gitmek için bir yatılı okul arıyor. Çünkü bir yatılı okula giderse, özellikle de Serena'nın eski okulu olan Hanover Akademi'ye, tıpkı Serena gibi daha havalı olabileceğini düşünüyor. Bu sırada her zaman başarılı olan abisi Dan ise Vanessa'nın Aaron'ı aldatmasına yardımcı oluyor ve Vanessa için olan aşkıyla kendi geleceği hakkında kötü bir karar alıyor.

" Chuck her daim bir pislik olacaktı ve ona tahammül etmesinin tek nedeni o, Blair ve geri kalan takım üyelerinin hepsinin Yetmiş Yedinci Cadde'deki Lenox Hill Hastanesi'nde doğmuş olması ve birlikte dans okullarına gidip yazları aileleriyle birlikte tatile çıkmalarıydı. "

 Kitabın sonuna geldiğimde ben hala Chuck'ın ne zaman (dizideki gibi) olumlu bir gelişme göstereceğini merak ediyorduö. Dizide en sevdiğim karakter olan Chuck'ın kitaplarda fazla yer almaması ve rahatsız edici bir karakter olması beni üzüyor.😓 Sabırla bekliyorum ancak dizi ve kitap arasındaki farklılıkları düşününce belki de kitaptaki Chuck hiçbir zaman değişmeyecek ve hiçbir zaman Blair ile büyük bir aşk yaşamayacak...

1-Dedikoducu Kız (Yorum için tıklayınız.)
2-Beni Sevdiğini Biliyorsun (Yorum için tıklayınız.)
3-Tek İstediğim Her Şey (Yorum için tıklayınız.)
4-Çünkü Ben Buna Değerim (Yorum için tıklayınız.)
5-Ben Böyle Severim (Yorum için tıklayınız.)
6-İstediğim Sensin (Yorum için tıklayınız.)
7-Kimse Daha İyisini Yapamaz (Yorum için tıklayınız.)
8-Hiçbir Şey Bizi Bir Arada Tutamaz (Yorum için tıklayınız.)
9-Anca Rüyanda Görürsün
10-Sana Hiç Yalan Söyler Miyim?
11-Sakın Beni Unutma
12-O Sen Olmalıydın
13-Seni Daima Seveceğim  

 

 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 




" Beni sevdiğinizi biliyorsunuz. "

 

Devamını Oku »

1.08.2021

EN ÇOK BENİ SEV ~ JULIA QUINN

 Bridgertonların ikinci sezonu Netflix'te çıkmadan ikinci kitabı okudum ve yazmak için buraya koştum! En Çok Beni Sev, Bridgertonların en büyüğü olan Vikont Anthony Bridgerton ile Bayan Kate Sheffield'ın hikayesini anlatıyor. 

" Ölüm tek başına bir adamı korkutamazdı. Eğer biri dünyadaki bağlarından kaçınmayı başarabilirse ebedi hayatta ona korku verebilecek hiçbir şey olmazdı. "

 Yıl 1814. 28 yaşındaki Anthony, hayran olduğu babası ve amcası gibi genç yaşta öleceğinden emin olduğu için bir varis edinmek amacıyla evlenmeye karar veriyor. (Çünkü, nasıl bir mantıksa, kendisini Bridgertonların çoğalmasından mesul görüyor!😳) Üstelik gelin adayını da seçmiş: Edwina Sheffield. Edwina, 17 yaşında sarı saçları ve mavi gözleriyle dünya güzeli ve tabiki de sezonun yıldızı. Edwina'nın hayranları çok ancak 21 yaşındaki ablası Kate kahverengi saçları ve gözleri ile onun yanında sönük kalıyor. Ve böylece benim de sonunda dünyalar güzeli olmayan bir kadın başkarakterim oluyor!💃💃

"Sizi temin ederim ki kardeşimin mutluluğunu hafife almıyorum."

Maddi durumları nedeniyle daha önce Londra'ya gelip Kate'in takdimi yapılmamış. 21 yaşında evde kalmış sayıldığı ve Edwina'nın yanında da görmezden kolaylıkla gelindiği için o da kız kardeşinin iyi bir evlilik yapması için uğraşmanın daha faydalı olacağını düşünüyor.   

" Bir anda vikontun varlığı fazla gelmişti. Bir başkasına ait olduğu fikri acı vericiydi. "

 Anthony'nin eşinde aradığı üç kriter var:
1) Çekicilik,
2) Zeka,
3) Onun ASLA aşık olmayacağı bir kadın olması.

Edwina Sheffield bu üç kriteri de karşılıyor. Bu yüzden de Anthony güzeller güzeli Edwina'nın peşine düşüyor. Ancak Edwina'nın da evleneceği erkekte aradığı bir kriter var: Ablası Kate'in onayını alması. İşler tam olarak bu noktada sarpa sarıyor.

 " Anthony tehditkar bir tavırla öne doğru eğildi. "Görgü tanıklarımız var."
"Şu anda hayatınızı koruyan tek şey de bu zaten." "

 Kate diğer kadınların aksine Anthony'nin uygun bir eş adayı olmadığını düşünüyor. Onun çapkınlıkları dillere destan olmuşken nasıl aksini düşünebilir ki? Kate'e o kadar kaba bir şekilde davranıyor ki gerçekten Kate'in ona nasıl bir şeyler hissetmeye başladığını anlayamadım. Üstelik Anthony ilk hatasını da Kate ile tanıştıkları anda Kate'e, Kate'i kız kardeşi ile kıyaslayarak iltifat ettiğinde yapıyor. (Ki bu mazur görülebilir ama yaptığı en az incitici olan şey bu.) Anthony, aslında Kate'e olan hislerinin öfkesini Kate'ten çıkarıyor.

" Kate elindeki çiçekle bir süre daha oyalandıktan sonra, "Bunu koparmamalıydınız," dedi.
"Sizin de bir laleniz olmalıydı." Vikont mantıklı bir biçimde konuşuyordu. "Tüm çiçeklerin Edwina'ya gelmesi haksızlık." "

 Edwina ile evlenmek için onayını almak dışında hiçbir erkek Kate ile ilgilenmiyor. Kate de bu yüzden evlenebileceğini düşünmüyor. Bu nedenle de kendisi için uygun talipler bulmak yerine Edwina'nın taliplerini tanımaya çalışıyor. Onun baş edemediği tek talip ise Anthony Bridgerton.

" "Seni sevmek istememiştim," diye fısıldadı Anthony. " 

 Zeki ve fazla güzel olmayan bir kadın karaktere rastlamak ne kadar da zor biliyor musunuz? Kate benim için bu yüzden kıymetli bir karakter. Yaşadıkları ve hisleri o kadar güzel anlatılmış ki... Sürekli geri planda kaldığı ve Anthony ile olan evliliğinin başlangıcı nedeniyle olan kuşkuları çok yerinde ve iyi bir şekilde ifade edilmiş. Anthony'ye bayılmadım, onu rahatsız edici bile buldum. O kadar kabaydı ki Kate'e karşı, gerçekten Kate nesine aşık oldu anlayamadım. Ancak kitap güzel ve türü içinde farklıydı. 

 " Cemiyetin en inatçı bekarı, bir arı tarafından bertaraf edildi. "

 Kitabın konusunu, olayların çözülüşünü sevdim. Kate'in köpeği Newton ile üvey annesi Mary'nin ilişkisinin Anthony ile Kate'in ilişkisinin bir kopyası olmasına bayıldım! Bridgertonlar serisinin en sevdiğim kitabı En Çok Beni Sev olabilir gibi duruyor şimdilik. Dramatik olaylar yaşamış olan iki insanın bir araya gelişi eğlenceli bir şekilde anlatılmış. Tarihi aşk kitabı sevenlere şiddetle tavsiye edilir!

Bridgerton Kitap Serisi
1) Yüreğe Söz Geçmiyor (Yorum yazısı için tıklayınız.)
2) En Çok Beni Sev (Yorum yazısı için tıklayınız.)
3) Son Söz Aşkın (Yorum yazısı için tıklayınız.)
4) Rüyalar Gerçek Olsa (Yorum yazısı için tıklayınız.)
5) Sonsuz Sevgilerimle (Yorum yazısı için tıklayınız.)
6) Sana Muhtacım (Yorum yazısı için tıklayınız.)
7) Öpüşünde Saklı (Yorum yazısı için tıklayınız.)
8) Biz Evleniyoruz (Yorum yazısı için tıklayınız.)
9) The Bridgertons: Happily After All
10) The Further Observations of Lady Whistledown
11) Lady Whistledown Strikes Back

Bridgerton Netflix Serisi

1) Bridgerton & Yüreğe Söz Geçmiyor (Yorum yazısı için tıklayınız.)
2) Bridgerton & En Çok Beni Sev (Yorum yazısı için tıklayınız.)


 Bir sonraki kitapta görüşmek üzere.❤ 

Devamını Oku »