Kitap Fiyatı: ₺ 18,20 [30/09/2016 ] - Kitapyurdu
1984 distopik bir roman, hatta distopyanın en iyi örneklerinden biri. George Orwell bu romanı veremle savaşırken yazmıştır. Stalin ve Hitler'i görmüş olduğundan bu isimlerin eylemleri romanına ilham kaynağı olmuş. Çünkü kendisi de kitabında komünizm ve faşizmde kısmen gerçekleşmiş olan bozukluklara değindiğini söyler. Zaten Orwell kitaplarında hayat tecrübelerinden oldukça yararlanmıştır. Hatta bir kitabının otoiyografi olup olmadığı hala tartışılmaktadır. 1984, çok zekice kurgulanmış bir kitap. Kitabı okurken gözlerimin önünde sürekli gri bir şehir vardı, yani öyle bir yaşatıyor ki size o dünya içinize işliyor. Belki de bunun nedeni artık bu tip bir şeyin çok kolaylıkla yapılabileceği düşüncesi olabilir.
1984 distopik bir roman, hatta distopyanın en iyi örneklerinden biri. George Orwell bu romanı veremle savaşırken yazmıştır. Stalin ve Hitler'i görmüş olduğundan bu isimlerin eylemleri romanına ilham kaynağı olmuş. Çünkü kendisi de kitabında komünizm ve faşizmde kısmen gerçekleşmiş olan bozukluklara değindiğini söyler. Zaten Orwell kitaplarında hayat tecrübelerinden oldukça yararlanmıştır. Hatta bir kitabının otoiyografi olup olmadığı hala tartışılmaktadır. 1984, çok zekice kurgulanmış bir kitap. Kitabı okurken gözlerimin önünde sürekli gri bir şehir vardı, yani öyle bir yaşatıyor ki size o dünya içinize işliyor. Belki de bunun nedeni artık bu tip bir şeyin çok kolaylıkla yapılabileceği düşüncesi olabilir.
Açıkçası bu distopyanın bir gün bizim gerçek hayatımız olma olasılığı beni korkuttu. Okyanusya Büyük Birader (Big Brother) tarafından yönetilen bir ülke. Büyük Birader'in her yerde gözleri vardır, her şeyi duyar ve bilir. Zaten her yerde " BÜYÜK BİRADERİN GÖZÜ ÜSTÜNDE " yazılı posterler asılı. Burada ne zaman izlendiğinizi anlamanız imkansız. Evlere kadar yerleştirilen tele-ekranlar sayesinde insanlar her an izleniyor. Teknoloji ile insanlar kısıtlanıyor, özel hayat diye bir şey yok. Yani Okyanusya bir denetim ve gözlem toplumu.
Parti'nin birçok sloganı var ama benim en çok dikkatimi çeken şu oldu: " Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar. ". Parti de zaten tam olarak bunu yapıyor. Geçmiş günü gününe, dakikası dakikasına güncelleniyor. Böylece Parti'nin yanlış tahminleri, çelişkili cümleleri kayıtlardan siliniyor ve tek doğru Parti'ymiş gibi yeniden yazılıyor. Zaten baş karakterimiz Winston da böyle bir iş yapıyor. Parti'nin en büyük hedeflerinden biri dili en aza indirgemek. Buna yenisöylem adını veriyorlar ve Orwell'ın hiç üşenmeyip kitabın en arkasına yenisöylem sözlüğü koyması ona karşı ayrı bir saygı duymamı sağladı. Adamın hasta yatağında bu kadar özen göstermiş olması benim için gerçekten hayranlık uyandırıcı bir şey.
Yenisöylemin tüm amacı düşüncenin ufkunu daraltarak düşünce suçlarını, Parti'ye karşı oluşabilecek fikirleri engellemek. Okyanusya'da çocuklar Parti'ye hizmet etmek için doğuyor. Bu yüzden çocuklar da okullarda aldıkları eğitimlerle beyinleri yıkanarak ailelerinden çok Parti'yi seviyor. Proleterler grubuna ise dışarıdan bakıldığında gözüken bir müdahaleleri yok, özgürler. Ancak okudukları kitaba, söyledikleri şarkılara kadar her şeyi aslında Parti belirliyor. Açıkçası ben bunun nedenini her iktidarın karşısında bir dirence ihtiyaç duymasına bağlıyorum. Bu yüzden Proleterlerin de burada direnç olarak özellikle oluşturulmuş bir kesim olduğunu düşünüyorum. Okyanusya başka halklarla sürekli bir savaş halinde. Her ne kadar bu savaşların tarafları sürekli değişse de yeniden yazımlarla halk bunu anlamıyor. Çünkü biz bile yazılı olana inanmak varken hatırladığımız şeye inanmayız. Bu savaşın sürekli devam etmesinin nedeni olarak da halkı denetim altında tutmayı kolaylaştırması gösteriliyor. Savaş yüzünden olağanüstü bir hal var ve bu yüzden her an her şey olabilir düşüncesine sahip olan halkı kandırmak bile daha kolay oluyor.
Okyanusya'da insanlar hiç var olmamış gibi bir anda ortadan kayboluyor ve herkes böylece o kişinin Parti'ye karşı suç işlediğini anlıyor. Sanki o hiç hayatlarında olmamış gibi yaşamlarına devam ediyorlar. Bunun en büyük nedeni ise korku. Korku ve nefret Okyanusya'ya hakim olan duygular. Ancak iyi olan her şeyin kaynağında Büyük Birader vardır. Büyük Birader'in doğum tarihi belli değil ve asla da ölmeyecektir. Burada yapılan vurgulardan anladığım kadarıyla Büyük Birader'in birkaç nesil sonra -yeniden yazılan tarih sayesinde tabiki- ezeli ve ebedi olarak gösterilmesi Parti'nin en büyük hedefi.
Güzel paylaşım. Distopya kitaplarında 1984 yeri ayrı.
YanıtlaSilBenim bloga da beklerim.
https://kitaplarbenimhayatim.blogspot.com/